2 Ağustos 2014

Çankaya'da ''fiili başkanlık'' mı?

-Çankaya Köşkü’ne çıkacak adayın ''fiili başkan'' ya da
''Cumhurbaşkanı'' olarak görev yapması biraz da siyasal
çoğunluğun yapısı ve tutumuna bağlı şekilde gelişecek
-Anayasa, seçilecek kişinin ''yasama'' ve ''yürütme''
alanlarını yanı sıra ''yargı'' ve ''denetim'' alanlarda
önemli yetkilerle donatılmasına imkan sağlıyor
-Cumhurbaşkanının anayasal yetkileri, Çankaya Köşkü'nü
''yönetim gücünün merkezi'' haline getirebilir
-Bunun TBMM'deki siyasal çoğunluk tarafından kabulü ''fiili
başkanlığı'' sorunsuz kılar, ancak siyasal çoğunluğun
değişmesi Çankaya'yı ''çatışma merkezi''ne dönüştürebilir


Cumhurbaşkanı’nın görevleri, Anayasa’nın 104. Maddesinde ana hatlarıyla sayılır. ''Devletin başı’’ olarak tanımlanan Cumhurbaşkanı ‘’Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’ni temsil eder, Anayasanın  uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyum içinde çalışmasını gözetir.’’

Anayasanın 8. Maddesi ‘’Yürütme yetkisi ve görevi’’nin ‘’Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından’’ Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağını, yerine getirileceğini hükme bağlar. Böylece Cumhurbaşkanlığının ‘’yürütme organı’’ konumu burada bir kez daha ifade edilir.

Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler ana başlıklar halinde şöyle sıralanır:

Yasama ile ilgili görevler
-Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü TBMM’de açılış konuşmasını yapmak,
-TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak: Anayasanın 93. Maddesine göre, TBMM ara verme ve tatil sırasında ‘’doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılabilir.’’
-Kanunları yayımlamak,
-Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermek: Kanunları yayımlama yetkisi Anayasanın 89. Maddesinde düzenlenir. Buna göre, ‘’Cumhurbaşkanı TBMM’ce kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde TBMM’ye geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, TBMM sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tabi değildir. TBMM, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.’’
-Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, (Madde 175)
-Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, TBMM İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak, (Madde 148, 150)
-TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
-Anayasanın 115. Maddesi ‘’Tüzük çıkarma’’ konusunda düzenlemeyi içerir. Buna göre, ‘’Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir. Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.’’

Yürütme alanına ilişkin olanlar:
-Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
-Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek: Anayasa madde 109’da yer alan düzenleme çerçevesinde, ‘’Başbakan, cumhurbaşkanınca, TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.’’

Anayasanın 114. Maddesi ‘’Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu’’ başlığını taşır. Buna göre, ‘’116’ncı madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar.’’

116. maddeye göre, ‘’Bakanlar Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya 111 inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.

Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen TBMM’de Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.’’

Bakanlar Kurulu'nu toplamak
-Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
-Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
-Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,

-TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek: Anayasanın 117. Maddesinde yer alan bu düzenlemeye göre, ''Başkomutanlık, TBMM’nin  manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur. Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, TBMM’ye karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur. Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.
Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur.’’ ve Kuvvet Komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir.
-Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Anayasanın 92. Maddesine göre, ‘’Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi TBMM’nindir.

TBMM tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.’’
-Genelkurmay Başkanını atamak,
-Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
-Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
‘’MGK; Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur.... MGK’nın gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir. Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Milli Güvenlik Kurulu Başbakanın başkanlığında toplanır....’’ (Madde 118)

Olağanüstü haller
-Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak: Anayasanın 91. Maddesine göre, TBMM, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak, ‘’Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır.’’

Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanının Bakanlar Kuruluna başkanlık etme yetkisi bulunmaktadır. ‘’Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım  hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.’’ (Madde 119)

‘’Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, MGK'nın da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.‘’ (Madde 120)

‘’Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlanır ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.’’ (Madde 121)

‘’Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, MGK’nın da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilan edebilir. Bu karar, derhal Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulur. TBMM toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. TBMM gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir.
Sıkıyönetim süresinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir.’’ (Madde 122)
-Kararnameleri imzalamak,
-Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,

Denetleme görevi
-Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini (DDK) ve Başkanını atamak,
-Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak: Anayasanın 108. Maddesinde DDK’ya ilişkin düzenlemeler yer alır. Buna göre, ‘’İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan DDK, cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar.
Silahlı Kuvvetler ve yargı organları DDK’nın görev alanı dışındadır. DDK üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından, cumhurbaşkanınca atanır.’’

-Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek:
‘’Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve Bakanlar Kurulunca seçilen ve sayıları, nitelikleri, seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur. (Madde 131)
-Üniversite rektörlerini seçmek,
-Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, ‘’cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı’’ olarak faaliyet gösterir. Kurum, ‘’Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip’’ bir yapıya sahiptir.  (Madde 134)

Sorumlu tutulmak
Anayasanın 105. Maddesi, Cumhurbaşkanının ‘’Sorumluluk ve Sorumsuzluk Hali’’ni düzenler. Buna göre, ‘’Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.

Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.

Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. ‘’

Yargı ile ilgili olanlar:
Anayasa Mahkemesi üyelerini (17 üyeden 14’ünü), Danıştay üyelerinin dörtte birini (Madde 155), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, (Madde 154) Askerî Yargıtay üyelerini (Madde 156), Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini (Madde 157), HSYK (Madde 159) üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

Yargı yolu
Anayasaya göre, ‘’İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.

Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.’’ (Madde 125)
‘’Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, TBMM Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, HSYK ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. (Madde 148)

Fiili başkan olabilir mi?
Yanıtı merak edilen soru şu: Halk tarafından seçilecek Cumharbaşkanı ''fiili başkan'' olabilir mi?

Çankaya Köşkü’ne çıkacak adayın ''fiili başkan''  ya da ''Cumhurbaşkanı'' olarak görev yapması biraz da hükümetlerin siyasal yapısı ve tutumuna bağlı gibi gözüküyor. Anayasanın, seçilecek kişiye ''yasama'' ve ''yürütme''  alanlarını yanı sıra ''yargı'' ve ''denetim'' alanlarda önemli yetkiler veriyor olması buna imkan sağlıyor.
Cumhurbaşkanının bu yetkileri, Çankaya Köşkü'nü ''yönetim gücünün merkezi'' haline getirebilir. Bu durumun TBMM'deki siyasal çoğunlukça kabulü ''fiili başkanlığı'' sorunsuz kılar, ancak siyasal çoğunluğun değişmesi ''ikili çatışma merkezi'' ortaya çıkarabilir.
--/--
Mesaj Gönder
Esc tuşu kapatır
© 2014 551. Vekil Tüm Hakları Saklıdır