Birleşik Krallığın Sonu mu Geliyor?
-İskoçya'da referandum dünyayı etkileyebilir (*)
-18 Eylül'de ''Evet'' kararı İskoçları ''idealine'', Birleşik
Krallık'ı 307 yıllık birlikteliğin sonuna ulaştırabilir
-Anketlerde ''Evet'' ve ''Hayır''ın başabaş gitmesi, yüzde
20’yi aşan kararsızların sonucu belirleyeceğini gösteriyor
-Referandum sonucunu etkileyecek önemli unsurlardan biri de
kuşkusuz bağımsızlık sonrasına yönelik belirsizlikler
-Referandum sonuçları, başta Katalonya, Avrupa’nın diğer
bağımsızlık yanlısı bölgelerinde de heyecanla bekleniyor
-Sonucun ''Evet'' çıkması AB ve NATO'yu da etkileyecek
İskoçya'da seçmenler 18 Eylül 2014'te tarihi bir oylamayla tarihi bir sonuca imza atacak. İngiliz Başbakanı David Cameron'un ifadesi ile ''Referandum sonuçları 5 yılda bir yapılan genel seçimlerden farklı. Bu, gelecek yüzyılı etkileyecek bir karar olacak.''
Referandum öncesinde yapılan son kamuoyu yoklamaları ''Evet'' ve ''Hayır'' oylarının başabaş olduğunu gösteriyor. 4 Eylül 2014'de yapılan son anketin sonuçları şöyleydi: 'Hayır' yüzde 39, 'Evet' yüzde 38, 'Kararsız' yüzde 23
Son günlerde yapılan bazı kamuoyu yoklamaları bağımsızlığa ''evet'' diyenlerin yükseliş eğiliminde olduğunu gösteriyor. 8 Eylül'de, YouGov şirketinin Sunday Times için yaptığı yoklama, seçmenlerin yüzde 51'inin bağımsızlıktan yana oy kullanacağını öngörüyor. YouGov'ın anketi 1084 kişiyle yapılmış. Bu, ''evet'' yanlılarını önde gösteren ilk kamuoyu yoklaması. Referandum süreci başladığında bağımsızlık karşıtları büyük farkla öndeydi. Ancak son kamuoyu yoklamaları bu farkın kapanmış olduğunu gösteriyor.
Bu durum İngiliz hükümetini de doğrudan ve üst düzeyde harekete geçmek zorunda bıraktı. Öyle ki, Başbakan David Cameron, Başbakan Yardımcısı Nick Clegg (Koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti lideri) ve ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband, 10 Eylül'de İskoçya'ya giderek ''Hayır'' kampanyasına destek verdiler. Üç lider ortak açıklamada yaptı: ''Partiler olarak bizi ayıran çok şey var, fakat bir konuda hemfikiriz: Birleşik Krallık birlikte daha iyidir.'' Üç liderin Ağustos'taki ortak deklerasyonunda da ''maliye ve sosyal güvenlik'' alanlarında İskoç Parlamentosu'na ''mümkün olduğunca çabuk'' daha fazla yetki tanıma konusunda anlaştıkları duyurulmuştu. İskoçya Birinci Bakanı (Başbakan) Alex Salmond, Cameron-Clegg-Miliband üçlüsünün İskoçya'ya gelişini ''en az güven duyulan liderlerin ziyareti'' diye niteliyor ve ''Evet'' oylarını artıracağını savunuyordu. Bağımsızlığı ''soylu bir ideal'' diye tanımlayan Salmond, vaadler konusunda da ''Onların panik halinde verdikleri sözlere kimse inanmıyor. İskoçya'nın ihtiyaç duyduğu tam yetkiyi sağlayacak olan 'Evet' oyudur'' diyordu.
-Bağımsızlık referandumuna giden süreç
İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılıp bağımsız olma girişimleri 1900'lerin başına kadar uzanıyor. Kendi kültür ve geleneklerini koruyan İskoçlar, bir ulus kimliğini hep ön planda tutagelmiş.
İskoç milliyetçiliğini savunanlar 20. Yüzyıl'da somut sonuçlar almaya başlar. Bu konudaki en önemli girişim, 1934 yılında, bağımsızlık yanlısı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) kurulmasıyla ortaya çıkıyor. SNP'nin izlediği politikalar, 1970'lerde Kuzey Denizi'ndeki petrol ve doğalgaz yataklarının işletilmeye başlanması, Thatcher'ın İskoçya'ya yönelik tutumunun bu canlanmada etkili olduğu söyleneblir.
Bağımsızlık referandumu sürecinde ''kilometre taşı'' denilebilecek bazı gelişmeler şöyle:
1979 referandumu: İskoçya'yı bağımsızlık referandumuna taşıyan ilk gelişme, İskoçya ve Galler için ayrı ayrı çıkarılan ve yetki devri (devolution) getiren yasalar uyarınca 1 Mart 1979’deki referandum. Bu referandumda, Galler halkı yüzde 79,7 oranıyla yetki devrine ''hayır'' oyu kullanıyordu. İskoçlar ise yüzde 51,6 ile yetki devri öngören yasanın uygulamaya geçirilmesine destek veriyordu. ('Evet' oylarının toplam seçmen sayısının yüzde 40'ını geçmediği için sonuç alınamadı.)
1997 referandumu: 1997 seçimini kazanan Tony Blair yönetimindeki İşçi Partisi'nin vaatleri arasında Galler ve İskoçya’ya yetki devri vardı. Buna ilişkin referandumda, Galler halkına yerel parlamento isteyip istemedikleri soruldu. İskoçya’daki referandumda ise İskoç Parlamentosu’nun vergileri değiştirme yetkisine sahip olmasını isteyip istemedikleri yönündeki soru da yöneltildi. Galler’deki referanduma katılım yüzde 50,3’tü ve bunun da yüzde 50,3’ü Galler’in kendi parlamentosuna sahip olması yönünde oy kullanıyordu. İskoçya’da ise katılım oranı yüzde 60,4 oldu ve bunların yüzde 74,3’ü İskoçya’nın kendi parlamentosuna sahip olmasına ''evet'' diyordu. İskoç parlamentosunun vergileri değiştirme yetkisine sahip olmasını savunanların oranı ise yüzde 63,5’tü. Vergi konusunda yetki sahibi olmak, siyasal literatürde bağımsızlığa parallel giden bir durum olarak değerlendiriliyordu.
İskoç Parlamentosunun kuruluşu: Bu kapsamda, 1999 yılında 129 üyeli İskoçya Parlamentosu kuruldu. Egemen devletin sahip olduğu yasama ve yürütme yetkilerinin bir bölümü merkezi hükümetten alınarak İskoçya parlamentosu ve yürütme organlarına devredildi. Yetki devrinde hukuken üniter devlet korunuyordu, ancak sağlık, eğitim, sosyal hizmet, barınma ve ekonomik kalkınma gibi alanlarda İskoçya ve Galler’deki yerel parlamentolara yasama faaliyetinde bulunma hakkı veriliyordu.
SNP'nin iktidara gelişi: İskoç milliyetçiliğini temel söylem olarak kullanan İskoçya Ulusal Partisi (SNP) Mayıs 2007’deki seçimlerden birinci parti olarak çıktı. Kraliçe, SNP lideri Alex Salmond’u hükümeti kurmakla (Birinci Bakan olarak) görevlendirdi. SNP’nin azınlık hükümeti bağımsızlık referandumunu içeren yasa taslağı için gerekli desteği bulamadı. SNP, Mayıs 2011’deki seçimlerde bu kez çoğunluk sağlayarak iktidara geldi. SNP lideri Salmond’un seçim vaatleri arasında kuşkusuz bağımsızlık referandumu da vardı. SNP’nin beş yıllık iktidarı süresinde de referendumun yapılacaktı.
Edinburg Anlaşması: İskoçya’yı bağımsızlık referandumuna götüren süreçte somut adım 15 Ekim 2012 tarihinde atıldı. İskoçya Birinci Bakanı Salmond ile Birleşik Krallık Başbakanı Cameron tarafından Edinburg Anlaşması imza altına alındı, bu kapamda yasal düzenlemeye gidildi. Buna göre, bağımsızlık referandumu 18 Eylül 2014 tarihinde yapılacak. Referandumda ''İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?'' (Should Scotland be an independent country?) sorusu yöneltilecek, seçmen ''Evet'' ya da ''Hayır'' tercihinde bulunacak. Referandumda 16 ve 17 yaşındakiler de oy kullanacak.
-Siyasal durum
Referandumda, İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Alex Salmond ve taraftarları bağımsızlıktan yana ''Evet'' oyu kullanılması için kampanya yürüttüler. ''Better Together'' (Beraber Daha İyi) kampanyasının liderliğini ise İngiltere İşçi Partisi'nden Alistair Darling yürütüyor. Hiç kuşkusuz Londra da bu kampanyaya destek veriyor.
''Holyrood'' denilen İskoçya Parlamentosu 129 üyeden oluşuyor. İskoçya Ulusal Partisi (69), İşçi Partisi (37), Muhafazakar Parti (15), Liberal Demokratlar (5) ve Yeşiller Partisi (2) olmak üzere 5 siyasi parti temsil ediliyor; bir de bağımsız var.
Parlamantoda, SNP dışında bağımsızlık taraftarı tek siyasal oluşum Yeşiller Partisi. Diğer partiler, İskoçya'nın Birleşik Krallık’ın parçası olarak daha daha güçlü ve iyi bir ülke olacağını savunuyor. Bağımsızlık sonrasında kamu finansmanı, savunma gibi alanlarda belirsizlik yaşanacağı; BM Güvenlik Konseyi üyesi Birleşik Krallık'tan ayrılan bir İskoçya’nın uluslararası etkinliğinin azalacağı; AB üyesi olsa dahi AB’nin üç büyükleri arasında yer almayacağı için İskoçya'nın diğer büyük AB ülkelerinin belirleyeceği politikalara uymak zorunda kalacağı gibi bu partilerin karşı çıkış gerekçelerinden bazıları.
Bağımsızlık konusunda süre giden bu tartışmalar arasında yapılan kamuoyu araştırmaları, SNP'nin oy oranını artırdığını gösteriyor.
-Belirsizlikler
İskoçya'daki bağımsızlık referandumunda kuşkusuz milliyetçilik, ayrı bir devlet olma söylemleri etkili olacak. Ancak, en az bunun kadar etkili olabilecek bir unsur da ''Evet'' kararının ardından ortaya çıkacak belirisizlikler. Kararsızların oranının yüzde 20'lerde dolaşmasının en önemli nedeni olan bu belirsizliklerden birkaçı şöyle:
-Bağımsız İskoçya AB ve NATO üyesi olarak kalacak mı?
-Hangi para birimi kullanılacak? Bu ekonomiyi nasıl etkileyecek?
-Geçiş sürecindeki olumsuzluklar ekonomiyi nasıl etkileyecek?
-İskoçya'dan İngiliz pazarındaki durumu ne olacak?
-AB ve merkezi hükümetin desteğinin kesilmesi nasıl yansıyacak?
-İskoçya'da İngiliz deniz üssü ve önemli nükleer santral var. Buradaki çalışanların durumu ne olacak?
-''Evet'' kararıyla İskoçya’daki İngiliz şirketleri ne yapacak? (Royal Bank Of Scotland, Londra’ya taşınacağını açıkladı bile.)
-Bağımsızlığın bedeli yoksulluk olabilir mi?
-''Evet'' sonucunun Avrupa’ya etkileri
Referandumdan ''Evet'' sonucu çıkarsa bu her şeyden önce İskoçların yüzlerce yıllık bağımsızlık idealinin bir zaferi olacak. İngilizler açısından ise 307 yıldır Birleşik Krallığın önemli bir parçasını yitirmesine neden olacak.
Ancak, bunun siyasal etkileri öyle kısa sürede atlatılabilecek nitelikte gözükmüyor. ''Evet'' kararı Londra'da birçok değişime neden olabilir. ''Evet'' kararı Avrupa kıtasında da büyük etkiler yaratacak gibi. Bağımsız İskoçya’nın AB ve NATO'daki durumu ne olacak? Bu süreç AB içinde ciddi bir siyasal krize neden olabilecek gibi. Hatta AB’nin bundan yara almadan çıkması pek mümkün olmayabilir. Zira, başka AB üyelerinde de bu sonucu bekleyenler var.
Örneğin, İspanya’da Katalanlar. Hatta Katalonya'da 9 Kasım’da benzeri bir referendum planlanıyor. İspanya hükümeti yasadışı ilan etmiş olsa da… Bir kamuoyu araştırmasına göre, Katalan halkının yüzde 43'ü bağımsızlığı destekliyor, yüzde 42'si İspanya'da kalmak istiyor. Gerisi kararsız. Ancak, Katalonya'nın AB dışında kalma olasılığı söz konusu olursa bağımsızlığı destekleyenler yüzde 38'e düşüyor. Yüzde 53'ü ise ''bu durumda İspanya'da kalınmalı'' diyor.
-Rakamlarla İskoçya
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi verilerine göre, 2013 ortalarında, Birleşik Krallık nüfusu yaklaşık 64.1 milyon kişi. Bunun 53.9 milyonu İngiltere’de, 5.3 milyonu İskoçya’da 3.1 milyonu Galler’de (Wales), 1.8 milyonu da Kuzey İrlanda’da yaşıyor.
İskoçya’daki temel dil İngilizce. Ancak İskoçça ve İskoç Galcesi de kullanılıyor. 2001 nüfus sayımı verilerine göre, İskoçya’da 65.674 kişi (nüfusun yüzde 1.3’ü) Galce'yi okuma, yazma düzeyinde yazabiliyor. (İskoç kaynaklarına göre bu sayı 1.5 milyon kişi.)
2001 nüfus sayımı sonuçlarına göre, nüfusun yüzde 42,4’ü İskoçya Kilisesi’ne bağlı ve yüzde 15,9’u da Katolik olmak üzere halkın yüzde 65’i Hıristiyan. Bu verilere göre, İskoçya nüfusunun yüzde 27,6’sı herhangi bir dine mensup değil.
İskoç halkı aralarında adaların da bulunduğu 32 yerel yönetim biriminde (council area) yaşıyor. Ülkenin başkenti Edinburg şehri de bunlardan biri. Diğer bazı yerleşim birimleri ise Aberdeen, Angus, Dundee, Falkirk, Fife, Glasgow, Highland, Moray, Orkney Adası, Shetland Adası, The Scottish
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi verlerine (29 Mayıs 2012) göre, 2010’da Birleşik Krallık’ta 15.727 Sterlin olan kişi başına brüt harcanabilir gelir, İngiltere’de 15.931 Sterlin, İskoçya’da 15.342 Sterlin, Galler’de 13.783 Sterlin ve Kuzey İrlanda’da 13.554.
İstatistik Ofisi’nin 13 Mart 2013 tarihli verileri ise, 2011’da Birleşik Krallık’ta 1.340.627 milyon Sterlin olarak gerçekleşen toplam ''Brüt Katma Değer''in yüzde 85,8’ini İngiltere, yüzde 8,2’sini İskoçya, yüzde 3,6’sını Galler ve yüzde 2,3’ünü Kuzey İrlanda oluşturuyor.
İstatistik Ofisi tarafından 13 Mart 2013'de Bölgesel Ekonomik Göstergeler başlığı altında yayımlanan verilere göre, 2012 yılının son çeyreğinde işsizlik oranları İngiltere’de yüzde 7,86, İskoçya’da yüzde 7,71, Galler’de yüzde 8,64 ve Kuzey İrlanda’da yüzde 7,84.
SNP Hükümetince 06 Mart 2013'de açıklanan İskoçya’nın kamu gelirleri ve harcamalarına ilişkin verilere göre ''İskoçya’nın mali olarak Birleşik Krallık’tan daha güçlü.'' Buna göre, 2011-2012 döneminde Birleşik Krallık gelirlerinin yüzde 9,9’unu sağlayan İskoçya kamu harcamalarının ancak yüzde 9,3’ünü alıyor. Kuzey Denizi petrol ve doğalgaz gelirlerinin nüfus temelli hesaplamada yüzde 8,4’ü, coğrafi temelli hesaplamada ise yüzde 94’ü İskoçya tarafından sağlanıyor.
İskoçya’nın toplam yüzölçümü 78.772 kilometrekare. İskoçya sınırları içnide irili ufaklı 800 ada bulunuyor, bunun 130’nda yerleşim yok. Ülkenin en yüksek dağı Ben Nevis (1344 m), en büyük gölü Loch Lomond (56 kilometrekare) ve en uzun akarsuyu Tay Nehri (193 kilometre).
-Birleşik Krallık
Birleşik Krallık olarak bilinen bugünkü devletin oluşum süreci ve bu birleşme süreci ise kısaca şöyle:
Kraliçesi I. Elizabeth varis bırakamadan ölür. Yerine, en yakın akrabası olarak İskoçya Kralı VI. James tahta geçer. I. James adıyla taç giyen kral, İskoçya ile İngiltere’yi, 12’inci yüzyıldan beri İngiliz tacı altında bulunan İrlanda’yı ve 1536’da İngiltere ile siyasi olarak birleşen Galler’i Londra’dan yönetmeye başlar.
I. James’in, İngiltere ve İskoçya’yı hukuki ve siyasi olarak tam bir birlik haline getirme arzusu, İngilizlerin kimliklerini kaybetme korkusu nedeniyle gerçekleşemez. ''Taçların Birliği'' olarak adlandırılan bu dönemde iki ülke tek kral altında ayrı ayrı varlıklarını sürdürür. Ancak, bu sonraki birleşme sürecinin ilk adımının atılması niteliğindedir.
Birleşme yolundaki ikinci adım, 1707’den önce İskoç Parlamentosu, daha sonra İngiliz Parlamentosu tarafından kabul edilen Birleşme Yasası (Act of Union) ile atılır. Bu yasayla birleşen iki krallık tek bir parlamento ile yönetilecekti. Bu birleşme sonrasında oluşan yeni krallık Büyük Britanya olarak adlandırılır. İskoçlar bu birleşmeden sonra tacı ele geçirmek üzere birkaç kez ayaklanır, ancak başarılı olamazlar.
İngiltere ve İskoçya’nın birleşmesinden yaklaşık 100 yıl sonra 1800’de çıkarılan yeni bir Birleşme Yasası ile İrlanda Parlamentosu da dağıtılır ve İrlandalı parlamenterlere de Birleşik Krallık Parlamentosu’nda temsil hakkı verilir. Bu gelişme ile oluşan yeni ülke Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı adını alır.
Bu birleşme sürecinin, son adımı ise 1922 yılında İrlanda’nın güneyinde bağımsız İrlanda Cumhuriyeti’nin kurulması ve kuzeyinin Birleşik Krallık’a bağlı kalması ile atılır.
Bugünkü Birleşik Krallık bayrağı da birleşen ülkelerin bayraklarının temsil edilmesinden oluşuyor. (Üç ülkenin bayrağı ve krallığın rengi olan lacivertin birleşimi.)
----
----
(*) Güncel not: Katılım oranı %84.6. Katılanlarnı %55.3'ü (2 milyon bin 926) ''Hayır'', %44,7'sı (1 milyon 617 bin 989) ''Evet'' oyu kullandı. (19.09/Kaynak:BBC)
----
Kaynaklar:
-BBC bültenleri erişim
-UK National Statistics erişim
-National Records of Scotland (NRS) erişim
-Scottish Government erişim
-Scotland.org erişim
-Konuya ilişkin raporlar, araştırmalar.