ABD'de yeni başkan nasıl seçilecek
-Yeni başkanın belirlenmesindeki ilk oylama süreci olanönseçimler başladı ve Temmuz'da tamamlanacak
-Adayların belirlenmesiyle yarış yeni boyut kazanacak
-8 Kasım'da seçilecek 45. başkan 2017'de göreve başlayacak
-Başkan doğrudan halk tarafından değil, onların oylarıyla
belirlenen ''Seçiciler Kurulu'' üyeleri tarafından seçiliyor
-Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan yönetim yapısı üç
erk arasındaki ''denge ve kontrol'' sistemiyle çalışıyor
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) ülkenin 45. başkanını belirlenmesindeki ilk oylama süreci olan önseçimler 1 Şubat'ta başladı. İki farklı önseçim modelinin ilk uygulaması Iowa ve New Hampshire eyaletlerinde yapıldı. Buralardan çıkan sonuçlardan anlaşıldığı kadarıyla aday adayları arasındaki çekişme sanılandan daha renkli ve çekişmeli geçecek gibi.
Eyalet bazında iki ayrı seçim yönteminin uygulandığı süreç Temmuz ayındaki parti kurultayında adayların belirlenmesiyle yeni bir boyut kazanacak.
Eyalet bazında iki ayrı seçim yönteminin uygulandığı süreç Temmuz ayındaki parti kurultayında adayların belirlenmesiyle yeni bir boyut kazanacak.
Aday adayları
Aday adayları çalışmalarına neredeyse bir yıl önce başlamıştı. Aday adayları konusunda elbette çok şey yazılageldi, ancak ön planda yer alanları hakkında birkaç satırla şunlar söylenebilir:
-Demokrat Parti:
Hillary Clinton: Başkan Obama'nın seçimi kazandığında da aday adayı olmuştu. Eski New York senatörü, Obama döneminin ilk dışişleri bakanı, eski başkan Bill Clinton'un eşi, hukukçu, 1947 doğumlu. Uzun zamandır bu seçime hazırlanıyor ve ilk kadın başkan olmak istiyor.
Bernie Sanders: Vermont senatörü, Burlington eski belediye başkanı. Siyaset bilimi eğitimi görmüş, aktif siyasetin içinde bağımsız olarak yer almış ve kendini ''demokrat sosyalist'' olarak tanımlıyor. 1941 doğumlu ve farklı söylemleriyle gençlerin önemli bir desteğini alıyor.
-Cumhuriyetçi Parti:
Donald Trump: İşadamı, emlak yatırımcısı/müteahhit, medya ve turizm yatırımcısı bir dönem televizyonda yarışma programı sunmuş, dünyanın zenginleri listesinde yer alıyor. 1946 doğumlu, değişik tarihlerde farklı siyasi partileri desteklemiş, söylemleri yüzünden ''yabancı düşmanı'' olmakla eleştiriliyor.
Ted Cruz: Texas senatörü, hukukçu. ABD vatandaşı olarak Kanada'da doğmuş ve bu durum nedeniyle aday olamayacağını öne sürenler var. Cumhuriyetçi partide aşırı muhafazakar bir grup olan ''Çay partisi''nin desteğini alıyor. 1970 doğumlu ve katı muhafazakar söylemler kullanıyor.
Marco Rubio: Florida senatörü, hukukçu. Küba kökenli, Florida'da yerel parlamento görev aldıktan sonra bu eyaletten senatör seçilmiş. 1971 doğumlu ve diğer adaylara göre daha liberal.
Cumhuriyetçi Parti'den aday adayı olanlar arasında Jeb Bush, Ben Carson ve John Kasich gibi isimler de yer alıyor. 11 aday adayının bulunduğu yarışta iki eyaletteki ön seçimden sonra diğerleri yarışı bırakmış durumda.
Özellikle 1 Mart'ta birçok eyalette yapılacak önseçimlerden sonra aday adaylarına ilişkin durumun netleşeceği söylenebilir.
ABD'deki başkanlık seçim süreci ve başkanlık sistemine ilişkin özetle şunlar söylenebilir:
Adayların önseçim süreci
ABD’deki başkanlık seçimi, oy verme tarihinden bir yılı aşkın bir süre önce ülke gündeminde yer almaya başlayan bir konu. Süreç başkanlık yarışına girmek isteyenlerin adaylıklarını açıklamasıyla başlıyor. Şubat’ta başlayan önseçim süreci Temmuz ayında parti kurultaylarında başkan adaylarının belirlenmesiyle tamamlanacak.
Bu süreç, partilerin büyük kurultayı (National Convention) için eyaletlerden delege seçimi gibi aslında. Bu seçimlerde eyalete göre değişen iki ayrı yöntem (caucus ve primary) uygulanıyor. Türkiye’deki ‘’aday yoklaması’’na benzeyen ‘’caucus’’ yönteminde yerel parti üyeleri toplanarak partisinin başkan adayı tercihini ortaya koyuyor. Açık oylamayla yapılan işlemde süreci örgütleri yönetiyor. Türkiye’deki ‘’önseçim’’ sistemine benzeyen ‘’primary’’de ise belirli merkezlerde kurulan sandıklara giden parti üyeleri başkan aday adaylarına yönelik tercihleri için oy kullanıyor. Oy kullanmada eyaletlere göre farklı uygulamaların bulunduğu bu sistemde süreç yönetimi eyalet ya da yerel otorite tarafından yapılıyor. Oylama sonuçlarına göre büyük kurultaydaki adaylık seçiminde oy kullanacak delgeler belirleniyor.
Eyaletlerde parti üyeleri tarafından seçilen bu delegeler hangi adayı destekleyeceği ‘’taahhüt’’ edilmiş kişiler. Büyük kurultayda ayrıca oy verecekleri aday konusunda tamamen serbest olan ‘’doğal delege’’ niteliğindeki parti üyeleri de bulunuyor. Kurultayda o partinin başkan ve başkan yardımcısı adayı belirleniyor.
Cumhuriyetçi Parti kurultayı 18-21 Temmuz'da Cleveland’da (Ohio), Demokrat Parti kurultayı ise 25-28 Temmuz’da Philadelphia’da (Pennsilvania) toplanıyor.
Başkanlık seçimi
ABD anayasasına göre başkan 4 yıllık dönem için ve en fazla iki dönem için seçiliyor. Başkan seçilebilmek için doğuştan ABD ve 35 yaşından büyük olmak, son 14 yıldır ülkede yaşıyor zorunlu.
ABD Başkanı doğrudan seçmenlerce seçilmiyor. Seçmen niteliğini taşıyan vatandaşların oylarıyla ‘’Seçiciler Kurulu (Electoral College) delegeleri belirleniyor. Bu delegelerin sayısı her eyalet için ‘’senato ve temsilciler meclisi üyesi sayısı’’ kadar ‘’Seçiciler Kurulu’’ üyesi bulunuyor. (Her eyaletin iki senato üyesi ve nüfusuna göre belirlenen temsilciler meclisi üye sayı var. Örneğin, California’nın iki senatörü ve 53 temsilciler meclisi üyesi bulunuyor. Bu kapsamda California 55 delege ile seçiciler kuruluna üye veriyor. En az delegesi bulunan altı eyalet ise 3’er üye yer alıyor. Özel bir statüsü bulunan başkent Washington DC’nin senatoda temsilcisi bulunmadığı için ‘’Seçiciler Kurulu’’na 3 delege gönderiyor.)
Eyaletlerdeki delege seçiminde ‘’kazanan hepsini alır’’ (oyların çoğunu alan delgelerini tümünü kazanır) kuralı geçerli. Sadece Maine ve Nebraska’da adayın eyalet seçim bölgelerinde çoğunluğu sağlaması gerekiyor. ‘’Seçiciler Kurulu’’ delegeleri hangi başkan adayına oy vereceklerini önceden bilinen kişiler. Gerçekte bazı eyaletlerin Demokrat (örneğin New York ve California) ya da Cumhuriyetçi (örneğin Texas ve Tennessee) oldukları biliniyor. Dolayısıyla bu eyaletlerden seçilecek delegelerin hangi adaya oy vereceği de belli. Bu yüzden, başkan adayları, hangi partinin kazanacağı net olmayan ve eyaletlere üzerinde yoğunlaşıyorlar. Bunların başında Florida (29 delege), Pennsilvania (20 delege) ve Ohio (18 delege) geliyor. (Diğerleri Vinginia-13, Wisconsin-10, Colorado-9, Iowa-6 ve Nevada-6)
‘’Seçiciler Kurulu’’ toplam 538 delgeden oluşuyor. Dolayısıyla delge sayısının yarısından bir fazlasının (270) desteğini alan aday başkan seçiliyor. (Seçim sisteminin bir sonucu olarak ülke genelinde oyların çoğunu alan bir aday Seçiciler Kurulu delegelerinde çoğunluğu sağlayamadığı için seçimi kaybedebiliyor. Örneğin, 2000 seçiminde Demokrat Parti’den Al Gore’nun ülke genelinde daha fazla oy almasına karşın Cumhuriyetçi Parti’den George W. Bush karşısında seçimi kaybetmişti.)
Başkanlık seçimi oy verme işlemi (dört yılda bir) Kasım ayının ilk Salı günü (ilk Pazartesi gününün ardından gelen) yapılıyor. 2016’daki oy verme işlemi 8 Kasım’da yapılacak.
ABD yönetim sistemi
ABD’deki yönetim sistemi anayasal düzenleme uyarınca ‘’kuvvetler ayrılığı’’ ilkesine dayanıyor. Yönetim erkleri ‘’devlet ve yürütme’’ (Başkanlık ve kabine), ‘’yasama’’ (Senato ve temsilciler meclisi) ile ‘’yargı’’dan (Yüksek mahkeme ve federal mahkemeler) oluşuyor. Bu üç erkten herhangi birinin diğerine karşı üstünlük sağlamaması ve birbirini denetlemesini de öngören bir ‘’denge ve kontrol’’ sistemi oluşturulmuş durumda.
Federal devlet 50 eyaletten (state) oluşuyor. Ülkenin dış politikası, savunması ve dış ticareti konusunda yetkili ve kurumsal merkezleri (genel olarak) başkent Washington DC’de bulunan federal devlette.
Eyalet düzeyindeki güvenlik, sağlık, eğitim ve kültürel gibi alanlar birliği oluşturan federe devlet (eyalet) yani yerel otoritelerin sorumluluk ve yetkisinde. ‘’Eyaletin başkanı’’ sayılabilecek valiler de tıpkı başkanlık seçimine benzeyen bir sürecin ardından seçimle göreve geliyor. Her eyaletin kendi meclisi ve yargı sistemi bulunuyor. Eyalet ölçeğindeki her türlü kararlar bu yönetim sistemi içinde alınıyor.
Eyaletler de kendi içinde ‘’yönetim bölgesi’’ (county ya da kent) denilen bölgesel yönetim yapılarından oluşuyor. Bu yerel yönetim birimlerinin de kendi meclisleri bulunuyor ve yerel karar alma yetkisine sahipler.
Yönetim erkleri
-Yürütme (Executive) yetkisi başkanda, kendisi devletin başı ve ordunun başkomutanı. Başkan kabine üyelerini (secretery/bakan) ve yüksek yargı üyelerini, büyükelçileri ve üst düzey yöneticileri atamaya yetkili. Ancak bu kişilerin senato tarafından onaylanması gerekiyor. Kabinede başkan yardımcısı ile 15 bakan yer alıyor. Ayrıca bütçe yürütme tarafından hazırlanıyor, ancak yasama organın onaylaması zorunlu. Başkanın da kongreden geçen yasaları veto etme yetkisine var. (Eyaletlerde yürütme yetkisi yine seçimle göreve gelen valilerde. Valiler federe devletin başkanı konumunda.)
-Yasama yetkisine sahip olan kongre senato ve temsilciler meclisi olmak üzere iki kanattan oluşur.
Senato ise nüfusuna bakılmaksızın her eyaletten iki olmak üzere toplam 100 üye yer alıyor. Senato üyeleri altı yıllığına seçiliyor, ancak üyelerin üçte biri iki yılda bir yenileniyor.
Temsilciler meclisinde her eyaletin nüfusuna göre temsilcisi var. (Örneğin: Kaliforniya 53 temsilci gönderirken, Wyoming’in 1 temsilcisi bulunuyor.) Temsilciler meclisinde toplam 435 üye var ve iki yılda bir seçiliyor. (1971 ve izleyen süreçte, oy yetkisi olmayan 5 üye daha temsilciler meclisinde yer almaya başladı ve böylece üye sayısı 440’a yükseldi.)
Sadece kongrenin yasa yapma yetkisi var. Yasama organının idarenin üst düzey atamalarını onaylama, bütçenin kabulü ve denetimi, ordunun görevlendirilmesi ve benzeri idari işlemlerle ilgili güçlü bi denetim yetkisi bulunuyor. Kongre, ayrıca yöneltilen suçlamaların saptanması ve cezalandırılması sürecinden de sorumlu. Süreç sonunda başkan görevden alınabiliyor. Ancak bu kararın temsilciler meclisinden geçmesi ve senatoda üçte iki çoğunlukla onaylanması zorunlu.
-Yargı bölümü yüksek mahkemeyi ve federal mahkemeleri kapsıyor. Yüksek mahkeme üyeleri başkan tarafından seçiliyor ve görevi boyunca sürüyor. Yargının idareyi denetleme yetkisi var. Başkan dahil, üst düzey devlet görevlileri hakkındaki soruşturmalar için bu konuda yetkili bir federal savcı bulunuyor.
--|--