MHP'nin kogreler tarihi
-MHP 5. olağanüstü kongreye doğru gidiyor-Bugünkü MHP'nin 12 Eylül sonrasını kapsayan tarihinde
11 olağan, 4 olağanüstü büyük kongre yapıldı
-Alparslan Türkeş'in ardından yapılan 4. olağanüstü kongrede
genel başkan olan Bahçeli, 6 büyük kongrede yeniden seçildi
-Bahçeli'nin güçlü rakipleri R.Ongun, K.Aydın ve T.Türkeş oldu
-MHP'nin olağanüstü kongreleri farklı sonuçları da getirdi
Gelişmeler gösteriyor ki MHP'de bir olağanüstü kongre kaçınılmaz bir şekilde yapılacak, ancak tartışmalar ne zaman olacağı konusunda. Bu toplantı bugünkü MHP'nin (12 Eylül sonrasına kapsayan tarihinde) 5. olağanüstü kongre olacak.
Alparslan Türkeş'in vefatının ardından 1997 yılında yapılan 4. olağanüstü kongrede genel başkan olan Devlet Bahçeli, o tarihten sonra yapılan 6 büyük kongrede de yeniden seçildi. Bahçeli'nin kongrelerde aday olabilmeyi başarabilen arasında Ramiz Ongun (iki kez), Koray Aydın (iki kez) ve Tuğrul Türkeş vardı.
Aslında siyasal parti olarak 1958 yılına (CMKP) kadar uzanan MHP tarihinde Alparslan Türkeş'in ''tartışmasız liderliği'' görülür. Bnun bugün de (manevi olarak) sürdüğü söylenebilir.
Partideki olağanüstü kongre süreçlerinin farklı durumları da ortaya çıkardığı söylenebilir. 12 Eylül sonrası korulan Muhafazakar Parti'nin MÇP'ye dönüşmesinin ardından yapılan 1987'deki ilk olağanüstü kongrede Devlet Bahçeli (genel sekreter) ve Tuğrul Türkeş (genel başkan yardımcısı) adları dikkati çeker. Aynı yıl yapılan ikinci olağanüstü kongrede ise genel başkanlık koltuğu sahibine, Alparslan Türkeş'e teslim edilir. MÇP'den yeni MHP'ye geçiş süreci başlar ve bu da üçüncü olağanüstü kongrede gerçekleşir. (Aradaki dönemde Muhsin Yazcıoğlu ve arkadaşları partiden kopacaktır.)
Türkeş'in vefatıyla 1997'de toplanan dördüncü olağanüstü kongre önce yarım kalır ve ertelenir, daha sonrasında ise Devlet Bahçeli genel başkanlık koltuğuna oturacaktır. (Bunu izleyen süreçte Tuğrul Türkeş ve onu destekleyen bir grup partiden kopar.)
MHP'nin kongreler tarihi genel hatlarıyla şöyle:
-CKMP’den MHP’ye
Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) ile Köylü Partisi, 16 Ekim 1958’de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adı altında birleşti. CMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı yeni partinin de liderliğini üstlenecekti. Bir süre sonra, parti içinde yaşanan anlaşmazlık üzerine, Haziran 1962’de, Bölükbaşı ve arkadaşları CKMP’den ayrılarak Millet Partisi’ni yeniden kurdu.
Bu ayrılığın ardından, CMKP’nin genel başkanlık görevini önce Ahmet Tahtakılıç, daha sonra Ahmet Oğuz üstlendi.
-Türkeş ve MHP
Alparslan Türkeş, 31 Mart 1965 tarihinde CMKP’ye girdi ve 1 Ağustos 1965’te genel başkanlığa seçildi. CMKP’nin 8-9 Şubat 1969 tarihlerinde yapılan kurultayında adı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değişitiriliyordu, programı da Türkeş’in yazdığı ‘’9 Işık’’ teorisi doğrultusunda düzenleniyordu. Bu kurultayın ardından toplanan MHP yönetimi parti amblemini ‘’üç hilal’’, parti gençlik kollarının amblemini de "hilal içinde kurt" olarak belirledi.
Siyasal söylemini ‘’Türk milliyetçiliği’’ üzerine oturtan MHP, anti-komünist ve anti-kapitalist bir çizgi izledi. 1965’ten 1973’e kadar katıldığı seçimlerde büyük bir başarı yakalayamayan MHP, 1969 yılında bir, 1973 yılında ise ancak üç milletvekili çıkarabildi. 1977 seçiminde oy oranını yüzde 3.38’den yüzde 6.42’ye yükselten MHP’nin TBMM’deki milletvekili sayısı 16 oldu. Bu sayı MHP’ye hükümet ortaklığı (2. MC Hükümeti) ve devlet yönetinde daha çok söz hakkı sağladı.
-12 Eylül Darbesi ve siyasi yasaklar
12 Eylül 1980’deki askeri darbenin ardından tüm siyasi partiler kapatıldı ve faaliyetleri yasaklandı. Alparslan Türkeş, bu süreçte 4.5 yıl tutuklu kaldı ve haklarında açılan davalarda arkadaşlarıyla yargılandı. Bu davalar Mayıs 1995’de zamanaşımı nedeniyle düşecekti.
12 Eylül döneminde kurulan ANAP ve DYP’de görev alan MHP kökenliler vardı. Ayrı bir siyasal parti çatısı altında toplanmak isteyen MHP kökenliler (Türkeş’in de desteğini alarak) 7 Temmuz 1983’de Muhafazakar Parti’yi kurdular. Parti kurucularından çoğu 12 Eylül yönetimince veto edildi, bunlar arasında kurucu genel başkan Mehmet Pamak da vardı. Vetoların ardından Muhafazakar Parti’nin genel başkanlığını önce Ahmet Özsoy, sonra Ali Koç üstlenecekti.
30 Kasım 1985’de kurultayda (1. Büyük Kongre) partinin adı Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olarak değiştirildi, amblemi ise kırmızı zemin üzerinde beyaz hilal ve etrafındaki dokuz yıldızdan oluşmaktaydı. Genel başkanlık görevini üstlenen Ali Koç bir süre sonra istifa edecekti. MÇP’nin 19 Nisan 1987’deki (1. Olağanüstü) kongrede genel başkanlığa (eski bir MSP’li olan) Abdulkerim Doğru seçiliyordu. Devlet Bahçeli’nin genel sekreterliği üstlendiği bu kurultayda Tuğrul Türkeş de genel başkan yardımcısı seçiliyordu.
6 Eylül 1987’deki halkoylamasıyla siyaset yapma yasağı kalkan Alparslan Türkeş, iki hafta sonra MÇP’ye katıldı. Partinin 4 Ekim 1987 tarihinde yapılan (2. Olağanüstü) kongrede genel başkanlık koltuğunda artık Alparslan Türkeş oturuyordu. MÇP, 29 Kasım 1987 seçimlerinden ancak yüzde 2.9 oy alabildi.
MÇP’nin 27 Kasım 1988 tarihinde yapılan büyük kurultayında (2. Büyük Kongre) Alparslan Türkeş yeniden genel başkanlığa seçildi, genel sekreterlik görevine ise Devlet Bahçeli getirildi. Parti program da ‘’9 Işık’’ ilkeleri çerçevesinde yeniden düzenlendi.
20 Ekim 1991’de yapılan genel seçimlere üç parti arasında seçim ittifakı sağlanıyordu. MÇP ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) Refah Partisi listelerinden seçime katılıyordu. (Doğal olarak, aday olanların kendi partileriyle hukuki bağları da kesiliyordu.)
Seçimde yüzde 16.9 oy toplayan ittifak kısa sürede bozuldu. İttifak çatısı altından ayrılan Türkeş ile 18 milletvekili için MÇP’ye dönüş zamanı gelmişti. O tarihteki siyasi kısıtlamalardan kurtulmak için önce 19 milletvekili tarafından ‘’Demokratik Hareket Partisi’’ kuruldu. Sıra bu partinin MÇP’ye katılmasına gelmişti ve bunun tarihi de 29 Aralık 1991’deki MÇP kurultayı idi (3. Büyük Kongre). Türkeş’in yokluğunda parti genel başkanlığına Muhittin Çolak vekalet ediyordu. Alparslan Türkeş, bu kongrede MÇP genel başkanlığına seçilecekti.
Seçimde yüzde 16.9 oy toplayan ittifak kısa sürede bozuldu. İttifak çatısı altından ayrılan Türkeş ile 18 milletvekili için MÇP’ye dönüş zamanı gelmişti. O tarihteki siyasi kısıtlamalardan kurtulmak için önce 19 milletvekili tarafından ‘’Demokratik Hareket Partisi’’ kuruldu. Sıra bu partinin MÇP’ye katılmasına gelmişti ve bunun tarihi de 29 Aralık 1991’deki MÇP kurultayı idi (3. Büyük Kongre). Türkeş’in yokluğunda parti genel başkanlığına Muhittin Çolak vekalet ediyordu. Alparslan Türkeş, bu kongrede MÇP genel başkanlığına seçilecekti.
-Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları
Bu dönüşüm sürecinde bir de ayrışma yaşandı. MHP ve onun gençlik yapılanması olarak bilinen ‘’ülkücü’’ tabandaki siyasi söylem ‘’Türk-İslam Sentezi’’ olarak tanımlanan bir düşünce yapısına oturmuştu. Zamanla bu hareket içinde ‘’İslam’’ unsurunu öne çıkaran bir grup oluşmaya başlamış, ancak parti içi unsur olarak kalmıştı. (Bu gruptakilerin siyasi söylemi ‘’Müslüman Türk’’ ifadesiyle özetleniyordu.)
Muhsin Yazıcıoğlu ve beş milletvekili ile bazı parti yöneticilerinin de aralarında bulunduğu bir grup MÇP’den istifa etti. Yazıcıoğlu ve arkadaşları 7 Temmuz 1992’de yaptıkları ‘’Türk Milleti’ne beyanname’’ açıklamasında yeni bir siyasi oluşum başlatıyordu. Aslında bu bir süredir yaşanan ‘’ayrışmanın’’ bir uzantısıydı. 12 Eylül öncesinde Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Yazıcıoğlu ile arkadaşları 29 Aralık 1991’deki MÇP kurultayında (Türkeş’e) alternatif liste çıkarmış, parti yönetiminin eğiliminin aksine DYP-SHP koalisyon hükümetine güvenoyu vermemişlerdi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun genel başkanlığındaki Büyük Birlik Partisi (BBP) 29 Ocak 1993’de kuruldu. BBP katıldığı seçimlerde yüzde 1’lik bir oy oranında kaldı. BBP, 1995 seçiminde ANAP listesinden seçilen 7 milletvekiliyle TBMM’ye girdi. 1997’de seçime katılmayan BBP’de birçok yerde bağımsız aday gösterildi, ancak sadece Yazıcıoğlu seçildi. Yazıcıoğlu’nun 29 Mart 2009’da helikopter kazasında yaşamını yitirmesiyle BBP kendi tabanını genişletemedi.
-Yeni MHP
12 Eylül döneminde kapatılan partilerin yeniden kurulmaya başlaması sürecinde, 27 Aralık 1992’de MHP’nin son kurultay delegeleri toplanarak partinin feshine; ad ve ambleminin de MÇP tarafından kullanılanılmasına karar verildi. 24 Ocak 1993 tarihinde toplanan MÇP ve MHP ‘’ortak kongresi’’nde (3. Olağanüstü) yeni MHP hayata geçirilecekti. Parti tabanında bu ‘’MHP’nin ikinci doğuşu’’ olarak tanımlanacaktı.
27 Mart 1994 tarihinde yapılan yerel seçimlerde MHP yüzde 7.9 oranında oy alacaktı. Bu, MHP’nin 12 Eylül öncesindeki aldığı yüzde 6.4’lük orandan da fazlaydı. Bu artışın arkasında kuşkusuz o dönemin iç ve dış siyasi gelişmelerinin de etkisi vardı. Türkiye’de PKK terörü yoğunluk kazanmış, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardında Türk cumhuriyetleri kurulmaya başlamıştı. Ayrıca, MHP’nin de propaganda araçlarını daha etkili kullanmaya başladığı da söylenebilir.
Bu süreçte, 9 Ekim 1994 tarihinde MHP 4. Büyük Kongresi yapıldı ve genel başkanlık için tek aday olan Alparslan Türkeş yeniden seçildi. Kongrenin katılımcıları arasında Osman Bölükbaşı da yer alıyordu. Türkeş’in kongrenin kapanışında Nazım Hikmet’in ‘’Bu memleket bizim’’ şiirini okuması uzun süre konuşulacaktı.
MHP’nin oy oranındaki artış diğer partilerle ittifakı da gündeme getirdi. Zira, Türkiye’de ANAP-DYP çekişmesi merkez oylarını bu iki parti arasında kilitlemişti ve ikisi de üstünlük sağlama çabasındaydı. Bu durum her iki partide ittifak arayışlarını yoğunlaştırmıştı, ancak MHP’li ittifak çalışmaları amacına ulaşamadı.
MHP, 24 Aralık 1995 tarahindeki seçimlerde o zamana kadar aldığı en yüksek oy oranına (yüzde 8.18) ulaşmasına karşın (yüzde 10'luk) ülke barajını aşamayarak Meclis dışında kaldı. (MHP’den ayrılan BBP’liler ANAP listelerinden 7 milletvekili çıkarıyordu.) Seçim öncesi ve seçim sonrası göstergeler, MHP’nin artık merkez sağ çizgide güçlenmeye çalıştığını gösteriyordu.
-Türkeş’in vefatı
Bu süreçte beklenmedik bir gelişme oldu, ‘’Milliyetçi Hareket’’in lideri Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997 tarihinde vefat etti.
Türkeş’in cenaze töreniyle birlikte partinin başına kimin geçeceği tartışmalarını da başlattı. Zira, Türkeş’in ‘’veliahtı’’ denilen bir isim belirlenmemişti. Olağanüstü kongreye kadar Genel Başkanlığa Tuğrul Türkeş vekalet etti. Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, partinin genel başkan yardımcılarından biriydi.
MHP’nin olağanüstü kongresi 18 Mayıs 1997’de toplandı. Seçimin ilk turunda adaylardan Tuğrul Türkeş 412, Devlet Bahçeli 359, Ramiz Ongun 231, Enis Öksüz 104, Muharrem Şemsek 80 ve İbrahim Çiftçi 13 oy aldı. İkinci tur öncesinde Ongun, Öksüz, Şemsek ve Çiftçi adaylıktan çekildiklerini ve Devlet Bahçeli’yi desteklediklerini açıkladılar. Tuğrul Türkeş, kürsüye gelerek buna tepki gösterince olaylar başladı. Türkeş’i desteklediği için Ülkü Ocakları Genel Başkanlığından istifa eden Azmi Karamahmutoğlu, ‘’artık söz bitti, artık söze gerek yok. Bundan sonrası için artık eylem günüdür’’ diyerek elindeki mikrofonu fırlattı. Çıkan kavga ve karmaşa sonrasında olağanüstü kongre 6 Temmuz’e ertelendi.
-Kongre ve ikinci ayrılık
6 Temmuz 1997’de yapılan (4. Olağanüstü) kongrede iki aday vardı: Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ve Devlet Bahçeli. Olağanüstü kongredeki ki bu yarışın galibi 697 oy alan Bahçeli olacaktı. Daha yarış bitmemişti, ancak yönetimi ele alan Bahçeli ve aradaşları beş ay sonraki olağan kongreye kadar parti teşkilatın desteğini daha da güçlendirdiler.
MHP’nin 5. Büyük Kongresi 23 Kasım 1997’de yapıldı. Devlet Bahçeli diğer adaylar Tuğrul Türkeş, Ramiz Ongun ve Salih Gökçe’yi geride bırakarak yeniden yeniden Genel Başkanı seçildi. Kurultayda divan başkanlığını Abdulhaluk Çay yapıyor, Alparslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş de Ongun’u desteklediğini açıklıyordu.
Bahçeli ile girdiği yarışı kaybeden Tuğrul Türkeş, 27 Kasım 1998’de Aydınlık Türkiye Partisi’ni (ATP) kuracaktı. Partinin başarılı olmaması üzerine ATP kapatılacak, Türkeş yeniden MHP’ye dönecekti. Türkeş, 1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde kurulan seçim hükümetinde görev alarak MHP’den ayrılacak ve daha sonra AK Parti’den milletvekili seçilerek Başbakan Yardımcısı olacaktı.
-Devlet Bahçeli dönemi
Türkiye’de, 1999 seçim öncesinde önemli gelişmeler oluyordu. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Süleyman Demirel oturmuş, DYP-ANAP arasındaki çekişme hükümet kurma süreçlerine de yansımış, RP-DYP koalisyonu bozulmuş, RP kapatılmış, PKK’nın elebaşı yakalanarak Türkiye’ye getirilmiş, milliyetçi söylemler daha da ön plana çıkmıştı. MHP yönetimi ve tabanın bu süreçteki çabaları da partinin seçim performansında etkili olacaktı.
MHP, 18 Nisan 1999’de yapılan genel seçime Bahçeli’nin genel başkanlığında girdi. Yüzde 17,98 oranını yakalayan MHP, TBMM’nin 20. Dönemi'nde 129 milletvekili çıkardı ve DSP’nin ardından ikinci parti oldu. Bu DSP-ANAP-MHP koalisyonunda partiye 12 bakanlık getirecek ve hükümetin ikinci büyük ortağı olacaktı.
MHP’nin 5 Kasım 2000 tarihinde yapılan 6. Büyük Kongrede genel başkanlık için tek aday olan Devlet Bahçeli yeniden seçildi. Bu kongrede, aday olacağını açıklayan MYK üyesi Şerafettin Toperi, ‘’adaylık başvurusunun divana verilmesin engellendiğini’’ öne sürecekti.
-Yine Meclis dışında
Üçlü koalisyon zor koşullarda kurulmuştu ve uyum içinde hükümeti sürdürmek her üç parti açısından da kolay değildi. Buna rağmen AB sürecinde önemli adımlar atıldı, yasal düzenlemeler yapıldı. PKK elebaşına verilen idam cezasının bekletilmesi, ekonomik kriz ve kriz sürecinin yönetimi koaliyon hükümetinin sonunu getirdi. Koalisyon ortakları seçim kararı aldılar.
3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerde yüzde 8.36 oy alan MHP, yüzde 10’luk ülke barajını aşamayarak TBMM dışında kaldı. Yeni kurulan AK Parti tek başına iktidar olmuş, iki partili TBMM’de CHP de muhalefette partisiydi.
Seçim MHP’den kimsenin beklemediği şekilde sonuçlanmıştı. Devlet Bahçeli, kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Bir süre sonra ‘’tabandan gelen istekler’’ doğrultusunda kararını gözden geçirmek zorunda kalacak ve aday olacaktı. Ancak bu kez rakipleri de vardı. MHP’nin 12 Ekim 2003'teki 7. Büyük Kongresi'nde Bahçeli yeniden aday oldu ve 688 oy alarak seçildi. Diğer adaylardan Ramiz Ongun 300, Koray Aydın ise 137 oy alıyordu.
-8. Büyük Kongre
MHP’nin 8. Büyük Kongresi 19 Kasım 2006 tarihinde yapıldı. Kongrede 1174 delegeden 1139'u oy kullandı, 12 oy da geçersiz sayıldı. Bahçeli, tek aday olarak katıldığı kongrede 1127 oyla yeniden genel başkan seçildi.
Aslında kongre öncesinde Ümit Özdağ aday olacağını açıklamış ve il örgütlerini ziyarete başlamıştı. Genel merkezin tepki gösterdiği Özdağ’a yönelik eleştiriler bazı illerde şiddete kadar varmıştı. Kongre öncesinde partiden ihraç edilen Özdağ’ın itirazı sonuç getirmeyecekti. (Sonraki süreçte partiye dönereke milletvekili seçilen Özdağ, on yıl sonra yeniden genel başkanlık yarışına katılacağını açıklayacaktı.)
MHP, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimde yüzde 14.29 oy oranına ulaştı. 23. Dönem TBMM’de 71 milletvekili ile temsil edilen MHP’nin Meclis’te bir grubu da vardı.
Genel seçimden iki yıl sonra, Türkiye’de 29 Mart 2009 yerel seçimler vardı. MHP bu seçimlerde de yüzde 16.1’lik oy oranına ulaşıyordu; bu 1 büyükşehir, 9 il olmak üzere 490 belediye başkanlığı anlamına geliyordu.
-Anayasa değişikliği, kasetler
MHP’nin 9. Büyük Kongresi 8 Kasım 2009 tarihinde yapıldı. Kongrede 1171 delegenin oyunu alan Devlet Bahçeli yeniden genel başkan seçildi. Aday olacaklarını duyuran Ahmet Reyiz Yılmaz ve Hakkı Şafak Ses salona gelememişlerdi.
(‘’AK Parti destekli aday’’ olmakla suçlanan Ahmet Reyiz Yılmaz, 2004 yılında partiye katılmıştı. Kongre öncesinde hakkında MHP’den ihraç kararı alınan Yılmaz, sonraki süreçte Milliyetçi ve Muhafazakar Parti’yi kuracak ve 12 Eyül 2010’daki anayasa değişikliği sürecinde ‘’evet’’ kampanyası yürütecekti. MMP bir süre sonra kapanıyor, yerine Muhafazakar Yükseliş Partisi kuruluyordu.)
2010 yılında Türk siyasi tarihine damga vuracak önemli gelişmeler yaşanacaktı. Anayasada yapılan yeni düzenlemeyle HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısı değiştiriliyor, 12 Eylül darbesini yapanlara yargı yolu açılıyordu. Bu değişikliğin yapılacağı halkoylaması ve bir yıldan az bir süre sonra genel seçimlere gidiliyor olması siyasal ortamı da germişti. 2011 Mayıs’nda yayınlanan ‘’gizli çekilmiş görüntüler’’ (kaset) yüzünden birçok MHP yöneticisi istifa etmek ve milletvekili adaylığından çekilmek zorunda kalmıştı. Hatta bundan CHP lideri Deniz Baykal da payını alacak ve görevinde ayrılması kaçanılmaz hale gelecekti.
Bu ortamda 12 Haziran 2011 tarihinde genel seçime gidildi. MHP yüzde 13 oranında oy alıyor ve 53 milletvekili çıkarıyordu. Milletvekilleri arasında ‘’Balyoz Davası’’ndan tutuklu bulunan Engin Alan da bulunuyordu.
-Ortak cumhurbaşkanı adayı
MHP’nin 4 Kasım 2012 tarihinde yapılan 10. Büyük Kongresinde Devlet Bahçeli’nin karşında iki genel başkan adayı vardı: İkinci kez Bahçeli’ye rakip olan Koray Aydın ve İzmir eski il başkanlarından Musavat Dervişoğlu. Bahçeli, geçerli 1214 oyun 725’ini alarak 6. kez genel başkan seçildi. Diğer adaylardan Koray Aydın 441, Musavat Dervişoğlu ise 48 oy alacaktı.
Kongreden iki yıl sonra yapılan yerel seçimde MHP’nin oy oranı yüzde 15.3 olacaktı. Bu sürecin ardından sıra Türkiye tarihinde bir başka ilk olan cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesine geliyordu. MHP ve CHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oldu. 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimde yüzde 51.7 oy alan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı seçiliyordu. Yüzde 38.4 oy alan İhsanoğlu ise sonraki süreçte MHP milletvekili olarak TBMM’ye girecekti.
-11. Büyük Kongre
Bahçeli, 21 Mart 2015 tarihinde yapılan 11. Büyük Kongre'de tek adaydı ve 1149 oy alarak yeniden MHP Genel Başkanlığına seçildi
Kurultaydan kısa süre sonra, 7 Haziran 2015’de yapılan seçimlerde MHP yüzde 16,3 oranında oy alacaktı. Bu oy oranı MHP’ye 80 milletvekili getirecekti. Seçim sonuçları hiçbir partinin tek başına iktidara gelemeyeceği bir tabloyu ortaya çıkarmıştı. Bu durum da yeni hükümet için koalisyon teorilerini çoğalttı. Kulislerde partiler arasındaki koalisyon görüşmelerinden söz ediliyordu, ancak bu konuda somut bir ortada yoktu.
-Yeniden seçim
Hükümet kurulamayınca, öngörülen süre sonunda, seçimlerin yenilenmesine karar verildi ve ‘’seçim hükümeti’’ oluşturuldu. Bu hükemetin başbakan yardımcılarından biri de MHP’de genel başkan yardımcısı olan Tuğrul Türkeş idi. Türkeş hakkında partiden ihraç işlemi başlatıldı.
Seçimler 1 Kasım 2015 tarihinde yenilendi. AK Parti’nin tek başına hükümet kurma çoğunluğuna ulaştığı seçimlerde MHP yüzde 11.9 oy alarak ancak 40 milletvekili çıkarabildi.
-Olağanüstü kongre istekleri
Bu sonuç parti teşkilatındaki muhalif kesimi harekete geçirdi ve olağanüstü kongre tartışmaları başladı. Bahçeli ise MHP büyük kongresinin normal zamanında (18 Mart 2018) yapılacağını söylüyordu.
Parti içi muhalifler Koray Aydın, Meral Akşener ve Sinan Oğan’ın tarafından olağanüstü kongre için imza toplanmaya başladı. Adı gene başkan adaylığı için geçen bu üç isme, genel başkan yardımcılığından ayrıldığını açıklayan Ümit Özdağ da katıldı. Bunlara destek veren teşkilat başkanları görevden alındı.
Olağanüstü kongre için parti tüzüğünde öngörülen imzayı toplayan muhalifler, birlikte hareket ederek, mahkemeye başvurdu. Parti yönetiminin ‘’MHP’yi ele geçirme girişimleri’’ olarak nitelendirdiği bu süreçte, mahkemenin oluşturduğu ‘’kurultay çağrı heyeti’’ olağanüstü kurultay için 15 Mayıs'ı belirledi. Bazı yerel mahkemelerden buna itiraz edildi ve öngörülen günde toplantı gerçekleşmedi. Zira MHP yönetimi temyiz için Yargıtay’a başvurmuştu ve bu kararın beklenmesi gerekiyordu. Yargıtay’ın olağanüstü kongre kararını bozmaması üzerine, MHP yönetimi 10 Temmuz’da olağanüstü kongre kararı aldı. ‘’Kurultay çağrı heyeti’’ ise bu tarihi 19 Haziran 2016 olarak duyurdu. MHP yönetiminin bu tarihe yaklaşımı ise netti: ‘’Tanımıyoruz.’’
MHP parti tüzüğünün 61-72 maddeleri büyük kongre ve buna ilişkin kuralları düzenliyor. Tüzüğün 69. maddesinde şu hüküm yer alıyor:
''Genel başkan adayı olabilmek için; milletvekili olabilme şartlarına sahip bulunmak, aday olacağı büyük kongreden en az bir önceki olağan kongre tarihi itibariyle parti üyesi olmak ve bu sürede başka partilerin üyesi, aday adayı ya da adayı olmamış olmak, partili üyelerin görev ve sorumluluklarını düzenleyen Tüzüğün 11’inci maddesine aykırı davranmamış olmak, en az 40 Genel Kurul delegesinin yazılı önerisi ile genel başkanlığa teklif edilmiş olmak gerekmektedir.''
--|--
MHP parti tüzüğünün 61-72 maddeleri büyük kongre ve buna ilişkin kuralları düzenliyor. Tüzüğün 69. maddesinde şu hüküm yer alıyor:
''Genel başkan adayı olabilmek için; milletvekili olabilme şartlarına sahip bulunmak, aday olacağı büyük kongreden en az bir önceki olağan kongre tarihi itibariyle parti üyesi olmak ve bu sürede başka partilerin üyesi, aday adayı ya da adayı olmamış olmak, partili üyelerin görev ve sorumluluklarını düzenleyen Tüzüğün 11’inci maddesine aykırı davranmamış olmak, en az 40 Genel Kurul delegesinin yazılı önerisi ile genel başkanlığa teklif edilmiş olmak gerekmektedir.''