13 Şubat 2012

-Almanya-cinayetler

        -Almanya’daki ‘’cinayetler’
        -Türklerin Almanya ekonomisine katkı sağlamaya
         başlamasının 50. yıldönümü geçen yıl ‘’Neo-Nazi’’
         cinayetlerinin gölgesinde kutlandı
         -‘’Dönerci cinayetleri’’ dendi, ardından bir ırkçı örgüt çıktı
         -Ölenler yıldönümünde anılıyor, sorular yanıt bekliyor    

        Times gazetesinin Nisan 2006’daki bir haberinde “Almanya’daki Türklerin bir seri katilin hedefinde’’ olduğunu yazıyordu. Haberde, o ana kadar 9 kişinin öldürüldüğü ve bunlardan birinin Yunan asıllı olduğu belirtiliyordu.
        Times’ın haberinde bir Alman yetkilisinin “Almanya’da daha önce bu tür seri cinayetler hiç görülmedi” (?) ifadesi de yer alıyordu. Yetkiliye göre, “katil olay yerine gidiyor, kurbanlarını Çek yapımı öldürüyor ve hiçbir iz bırakmaksızın ortadan kayboluyordu.’’ Üstelik bütün bunlar güpegündüz yaşanıyordu.  
        Haberde, Alman polisinin değerlendirmelerine yer verirken şu ihtimaller sıralanıyordu:
       -“Soğukkanlı, Mafya tarzı infaz yöntemlerini kullanan bir seri katille karşı karşıya olabiliriz”
       - “Kurbanlar arasında bir ilişki yok.”
      -“Bu cinayetler ırkçı saldırılar da olabileceği.” Katil, Türk toplumuna ‘güvende değilsiniz’ mesajı vermek istiyor olabilir.
       Polis, ayrıca “öldürülenlerin Hollanda'da bağlantılı bir uyuşturucu şebekesi için para aklama faaliyetlerine karışıp karışmadığını” da araştırmaya başlamıştı.
Ardından bir Alman polis de benzeri yöntemle öldürüldü. Öldürülenlerin kökenleri 8 Türk, 1 Yunan ve 1 Almandı. 

        -Neden ''dönerci cinayeti'' tanımı-

        Olayların basına yansıması “Dönerci cinayetleri” adı altında oldu.  Kurbanlardan sadece ikisi dönerciydi. İki kişinin de manav olduğu dikkate alınırsa bu tanım da kullanılabilirdi.  Dönercilik genelde Türklerin yaptığı işti. Belki de “dönerci cinayetleri” tanımının ardında etnisite iması vardı.
        Kurbanlar ve olaya ilişkin bilgiler şöyleydi:
       -Enver Şimşek (39), çiçekçi. (Nürnberg, 9 Eylül 2000)
       -Abdurrahim Özdoğru (41),  terzi. (Nürnberg, 13 Haziran 2001)
       -Süleyman Taşköprü (31), manav. (Hamburg, 27 Haziran 2001)
       -Habil Kılıç (38), manav. (Münih, 29 Ağustos 2001)
       -Yunus Turgut (25), dönerci. (Rostock, 25 Şubat 2004)
       -İsmail Yaşar (50), dönerci. (Nürnberg, 9 Haziran 2005)
       -Theodorus Boulgarides (41), çilingir. (Münih 15 Haziran 2005)
       -Mehmet Kubaşık (39), büfeci. (Dortmund, 4 Nisan 2006)
       -Halil Yozgat (21), internet cafe sahibi. (Kassel, 6 Nisan 2006)

      -İhtimaller ve iddialar-

      Economist dergisinin Kasım 2011 Avrupa sayısının birinde Almanya'da yaşanan "dönerci cinayetleri"ne yer verildi. 2000-2006 arasında 8’i Türkiye kökenli 9 kişinin öldürülmesinden sorumlu olan ‘’Nasyonal Sosyalist Yeraltı’’ isimli aşırı sağcı örgütle ilgili değerlendirmeler de habere yansıyordu.  
     Öldürülen iki Türkiye kökenli kişinin dönerci olarak çalışması sebebiyle "dönerci cinayetleri" olarak adlandırılan olayları yalnızca üç kişiden oluşan örgütün gerçekleştirebilmiş olması dikkat çekici bulunuyordu. 
     Örgütün, ayrıca 2007 yılında Michele Kiesewetter adındaki Alman polisi öldürdüğü, 2004'te ise Köln'de çoğunluğu Türkiye kökenli kişilerden oluşan 22 kişinin yaralandığı bombalama olayını (Köln-Keup, 9 Haziran 2005) üstlendiği belirtiliyordu.  
     Haberde, Almanya'daki aşırı sağ örgütler konusunda uzman Hajo Funke'nin görüşleri de yer alıyor. Funke'nin değerlendirmesine göre,  ‘’Almanya genelinde 25,000 kişi aşırı sağ örgütlere üye ve bunların 9,500'ü şiddet eğilimli militanlar.’’
Funke'ye 1990'da Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinin ardından doğu ekonomisinin çökmesi ve ailelerin dağılması, ülkedeki aşırı sağ örgütleri güçlendirdi.
       Uzman bu tarihten beri yüzden fazla cinayetin aşırı sağcı örgütlerce işlendiği görüşünde. Funke buna rağmen Alman polisinin, daha az kayba sebep olmuş İslamcı teröristlerin üzerine daha fazla gittiğini de belirtiyordu.

       -''Gizli servis bağlantısı'' iddiası-

       Alman yetkililer, ortaya çıkarılan aşırı sağcı 'Nasyonal Sosyalist Yeraltı' adlı örgütün, çoğu Türk en az 10 kişinin öldürülmesinin yanı sıra, Köln'de bir bombalı saldırıdan ve banka soygunlarından sorumlu olduğunu düşünüyor.
       Alman medyasına göre, saldırıların sorumluluları on yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyordu.
       Olayla bağlantılı olduğu düşünülen iki şüpheli gözaltına alındı. İki zanlı ise ele geçirileceklerini anlayınca intihar etti.
       Alman medyasında, ‘’örgütün bir ya da da fazla üyesinin ulusal istihbarat birimleri için muhbirlik yaptığı’’ iddialarının ortaya atılması, konuya yeni bir boyut kazandırıyordu.
       Berlin'de, federal hükümet, tam kapsamlı soruşturma sözü vererek her şeyin aydınlatılacağını ve cinayetlerin neden engellenemediğinin araştırılacağını ifade ediyordu.
       Alman İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich, o ana kadarki incelemelerinde gizli hücrenin herhangi bir üyesinin Alman istihbaratı için çalıştığı yönünde bir bulguya rastlanmadığını açıklıyordu.
      Ancak, Bild gazetesinde yer alan iddiaya gore, şüphelilerden birinin iz bırakmamak için havaya uçurduğu kiralık dairede, Alman gizli servisiyle bağlantıya işaret eden belgelere rastlanmıştı.

      -Merkel'in ''Şok''u-

      Federal Meclis'teki bütçe görüşmelerinde söz alan Başbakan Merkel, ülkesinde 8 Türk ile 1 Yunan vatandaşına yönelik ırkçı saldırılar hakkında parlamenterlere sesleniyordu.
      Ülkesindeki nefret ve yabancı düşmanlığının kendisini sarstığını anlatan Merkel, "Cinayetlerin içeriği ile ilgili bilgiler ve haberler şok edici düzeyde. Kurbanların yakınları ile dayanışma içindeyiz. Adalet Bakanlığımızın kurbanların ailelerine tazminat ödemesini takdir ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Wulff'un bu akşam kurbanların ailelerini kabul etmesi, Türk-Alman halkının dayanışmasını göstermesi açısından önem arz ediyor" diyordu.
       Irkçı saldırılarda hayatını kaybeden Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Yunus Turgut, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat, Yunan vatandaşı Theodoros Boulgarides ile polis memuru Michele Kiesewetter'in isimlerini tek tek zikreden Merkel, kurbanların aileleriyle dayanışma içinde olduklarını, cinayetlerin aydınlatılmasının görevleri olduklarını ifade ediyordu.  

        -Bazı dosyalar yeniden açılacak-

        RTL 2 kanalında da konuya ilişkin özel bir program hazırlanıyordu. Programda, ırkçı Neo-Nazi çetesiyle bağlantılı olabilecek 183 cinayetin yeniden araştırılacağı bilgisi yer alıyordu. Bu dosyaların yeniden açılmasına neden olan olay Neo-Nazi çetenin 8'i Türk 9 esnaf ve 1 kadın polisi öldürdüğünün belirlenmesi.
        Ludwigshafen'de 9 Türk'ün öldüğü yangının da Neo Naziler tarafından çıkarıldığına ilişkin iddialar üzerine cinayetlere kurban giden 183 kişi arasında evsiz Almanlar, göçmenler bulunuyor. Habere göre, cinayetlerin aydınlatılması için 400 polis görevlendirilmişti.  
        Der Spiegel ise 8 Türk ve 1 Yunan'ı öldürdüğü belirlenen 3 Neo Nazi'ye en az 20 kişinin yardım ettiğini yazıyordu.

        -Şüpheli olaylar-

        Almanya'da şok etkisi yaratan Neo-Nazi teröristlerile bağlantılı olma ihtimali güçlü birçok saldırı var. 1990 sonrası yaşanan ve aralarında Türklerin de bulunduğu 183 faili meçhul olay ya da cinayete ilişkin dosyanın yeniden ele alınması bekleniyor.
        Türklerle ilgili dosyalardan bazıları şöyle:
        - Solingen: Hülya Genç (9), Saime Genç (4), Hatice Genç (18), Gülistan Öztürk (12), Gürsün İnce: 29 Mayıs 1993'te Solingen kentindeki evleri Neo Naziler tarafından kundaklandı. 5'i de yanarak öldü.
        - Mölln: Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10), Ayşe Yılmaz'ın (14), Mölln kentindeki oturdukları ev Neo Naziler tarafından kundaklandı. 3 Türk yanarak can verdi.
        - Nihat Yusufoğlu (17): 28 Aralık 1990'da bıçaklanarak öldürüldü.
        - Şahin Çalışır (20): 27 Aralık 1992'de ırkçı saldırganların otomobili altında öldü.
        - Mustafa Demiral (56): 9 Mart 1993'de Neo Naziler tarafından öldürüldü.
        - Ali Bayram (50): 18 Şubat 1994'te Darmstadt'da evinde otururken öldürüldü.
        - Enver Şimşek (38): 9 Eylül 2000'de Schlüchtern'de intihar eden Neo Nazi çetesi tarafından vurularak öldürüldü.
       - Abdurrahim Özüdoğru (49): 13 Haziran 2001'de Nürnberg'te yine kafasınndan vurularak öldürüldü.
       - Süleyman Taşköprü (31): Aynı çete tarafından 27 Haziran 2001'de Hamburg'ta öldürüldü.
       - Habil Kılıç (38): Aynı çete 29 Ağustos 2001'de manav Kılıç'ı da öldürdü.
       - Ahmet Şarlak (19): 9 Ağustos 2002'de Sulzbach'ta bıçaklanarak öldürüldü.
       - Yunus Turgut (25): 25 Şubat 2004'te Neo Nazi çetesi tarafından öldürüldü.
       - İsmail Yaşar (50): Dönerci Yaşar da, yine çete kurbanı oldu.
       - Mehmet Kubaşık (39): Büfeci Kubaşık, 4 Nisan 2006'da Dortmund'da öldürüldü.
       - Halit Yozgat (21) Internet cafe sahibi Yozgat, 6 Nisan 2006'da Neo Nazi çetesince öldürüldü.
       - Ludwigshafen yangını. 3 Şubat 2008 tarihinde meydana gelen olayda, Türklerin yaşadığı bir bina kundaklanmıştı. Olayda 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetmişti.

       -''Acı'' kalıcı mı?-

       50 yıl önce gitmişlerdi, binbir umutla. Kimi kaldı, değişti. Kimi kendi içine kapandı ve hiçbir yerde yer bulamadı. Kimi yeni kimlik buldu kendine, kimi hala arıyor. Türkiye'de ''Alamancı, gurbetçi'', Almanya'da ''ne olduğu belirsiz''di kimi. Kiminin türkülerine yansıdı ''iki arada, bir derede'' kalmışlığı. 
       Almanya da Türkiye de vatan onlar için. 
       Kimi ''vatandaş'' belki, kimi de ''vatan-D.A.Ş''... 
       Almanya ''acı vatan''dı kimisi için. Kimisi  ''acı''yı canıyla yaşadı. 
       Kimi bekliyor ''acı kalıcı olmasın'' diye.  Kimse ''yeni acılar yaşamasın'' diye. 
          --/--
Mesaj Gönder
Esc tuşu kapatır
© 2014 551. Vekil Tüm Hakları Saklıdır