-Rusya'nın seçim günü
-4 Mart: Rusya’nın seçim günü
-Rusya, Vladimir Putin'in 3. dönemine gidiyor
-Rusya Federasyonu’nun ikinci devlet başkanı olarak
koltuğa oturan Putin, 2000 ve 2004’te bu göreve
seçildikten sonra yerini Dimitriy Medvedev’e bıraktı
-Kimi yorumculara göre ‘’Medvedev döneminde de
siyasi güç başbakanlık makamındaki Putin’in elinde’’ idi
-Putin, seçimleri kazandığı taktirde, yeni düzenleme
gereği bu kez 6’şar yıllık iki dönem koltukta kalabilecek
Rusya Federasyonu’nuda devlet başkanlığı seçimi 4 Mart 2012’de. Vladimir Putin’in ikinci dönemine başlayacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Bu seçim başbakanlık görevinde bulunan Vladimir Putin’in devlet başkanlığına dönüşü olacak. Putin, Medvedev’in aday olması isteğine beklendiği gibi “evet’’ demişti. Putin’in yeni döneminde başbakanlık koltuğuna da Medvedev’in oturması güçlü bir olasılık.
Güncelleme: Seçim sonuclarına göre, Putin, kullanılan oyların yüzde 60'ından fazlasını alarak devlet başkanlığına seçildi. Putin'in 3. dönemi 6 yıl sürecek.
Güncelleme: Seçim sonuclarına göre, Putin, kullanılan oyların yüzde 60'ından fazlasını alarak devlet başkanlığına seçildi. Putin'in 3. dönemi 6 yıl sürecek.
-1. Putin dönemi-
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki yeni Rusya’nın ilk devlet başkanı Boris Yeltsin oldu. Yeltsin, 1999 sonunda görevinden istifa etti(rildi) ve yerini Vladimir Putin’e bıraktı. Putin, Mart 2000 ve Mart 2004 seçimlerinde iki dönem üst üste devlet başkanı seçildi.
Yasalara göre, Kremlin’in güçlü patronu üçüncü kez başkan olamayacaktı. Putin, 2007 yılında, görev süresinin sonunda başkanlıktan ayrılacağını ve yasaları değiştirmeyeceğini açıkladı.
Putin, bu süreçte, yıllardır tanıdığı Dmitriy Medvedev’i devlet başkanlığına aday gösterdi. Vladimir Putin’in isteği Rus halkından da destek buldu. Medvedev, 2008 yılında Rusya Federasyonu’nun üçüncü devlet başkanı olarak koltuğa oturdu. Medvedev’in başbakanlık için tercihi ise beklendiği gibi Putin olmuştu.
Kimi yorumculara göre, Rusya’da siyasi güç başbakan koltuğundaki Putin’in elinde. Resmi görevi farklı olsa da Putin fiilen başkanlığı sürdürüyor. Bu yorumculara göre, Putin göreve geldiği 2000 yılından bu yana, yani yaklaşık 12 yıldır iktidarını koruyor.
Rusya’da bir süre önce yapılan yasa değişikliğiyle devlet başkanlığının görev süresi 6 yıla çıkarılmıştı. Devlet başkanlığı için en güçlü aday olan Putin iki dönem daha üst üste aday olabileceğine göre, iktidarda 24 yıla kadar çıkabilecek bir sürecin başında gibi.
-Medvedev hakkında-
Dimitri Medvedev, 7 Mayıs 2008'de yemin ederek Devlet Başkanlığı görevine başladı. Medvedev, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra kurulan Rusya Federasyonu'nda devlet başkanlığı koltuğuna outran üçüncü isim oldu.
Putin'in halefi olarak belirlediği Medvedev, Mart 2008’de yapılan seçimler için düşük profilli bir kampanya sürdürmüştü. Buna rağmen oyların yüzde 70’ini almıştı. Zaten seçim favorisi de Medvedev idi.
Medvedev seçimi kazandığının netleşmesinin ardından Putin’e, başbakan olarak birlikte çalışmak istediğini söylemişti. Gerekçesi ise şöyleydi: ‘’Sıradan Rusların yaşam kalitesini yükseltmek.’’
45 yaşındaki Medvedev ile Putin aslında birbirine yabancı değiller. 1990'lı yılların başından itibaren bilikte çalışıyorlar. Üstelik ikisi de St Petersburglu. Hukuk eğitim alan Medvedev, 2000’deki seçim kampanyasında Putin’e yardım etmişti.
Medvedev, devlet Başkanlığı öncesinde sosyal programlardan sorumlu başbakan yarımcısı idi. Aynı zamanda da Gazprom’un başkanlığını da üstlenmişti.
-Putin hakkında-
Putin, Dimitri Medvedev'in yemin edip göreve başlamasından bir gün sonra (8 Mayıs 2008'de) başbakanlık görevini üstlendi.
Başbakan Putin, başbakanlık koltuğuna oturduğunda, enflasyonu azaltma, vergileri indirme ve sosyal harcamaları artırma sözü vermişti. Dimitri Medvedev de Putin'in Rusya'nın kalkınmasını şekillendirmekte "kilit bir rol" oynayacağını söylemişti. Bunlar ne ölçüde gerçekleşti, Ruslara sormalı.
Putin’in kariyeri Sovyet istihbarat örgütü KGB’de başlıyor. 1990'da St. Petersburg’in kent yönetiminde görev alıyor. 1996'da başkent Moskova'ya taşınıyor. Ağustos 1999'da Putin’i Rusya’nın başbakanı olarak görüyoruz.
Vladimir Putin, 1999'un son gününde istifa ettiğini açıklayan, selefi Boris Yeltsin tarafından vekaleten devlet başkanlığına atandı. Yeltsin’in Putin'i tanıtırken kullandığı ifade sonrasi sürece ilişkin önemli bir ipucu veriyor: "Büyük Rusya"yı yeniden canlandıracak kişileri etrafında toplayabilecek bir kişi"
Putin, sonradan devlet başkanlığına seçildikten sonra Mayıs 2000’de Kremlin’deki koltuğa oturdu. O dönemde Çeçenistan en büyük sorundu Rusya için. Putin’in seçim vaatleri arasında ‘’Çeçen isyancılara karşı katı tutum uygulama’’ da vardı. Bu seçimi kazanmasında önemli etken oldu ve milliyetçi Rusların oylarını toplamayı başardı.
Beslan'daki bir ilkokulda öğrencilerin rehin alınmasıyla başlayan ve yüzlerce kişinin öldüğü olaylar ardından Putin yetkilerinin genişletti Doğrudan seçimle belirlenen bölge valilerini atama yetkisini de eline aldı.
Putin’in en büyük isteği Rusya'yı modernleştirmekti. Bütçenin dengelenmesi ve enflasyonun düşürülmesi yolunda attığı reform niteliğindeki adımlarla adımlarla takdir topladı. Petrol ve doğalgazın uluslararası piyasalardaki yükselişi de işine yarıyordu.
Putin, 2004 Şubat’nıda (beklenmedik bir şekildi) Mihail Kasyanov hükümetini görevden aldı. Bu karar, ‘’Yeltsin döneminde güçlenen işadamı sınıfı ile bağları koparmaya yönelik bir adım’’ şeklinde yorumlandı.
-Ansiklopedik bilgilerle Rusya
Rusya, Sovyetler Birliği'nin 1991’de yıkılmasından bu yana değişen dünya düzeninde kendisine yeni bir yer edinmeye çabalıyor.
Başkenti Moskova, nüfusu ise BM’nin 2008 yılı verilerine göre 142 milyon 800 bin kişi. Yine BM verilerine göre, ülke insanının ortalama ömrü erkeklerde 60, katınlarda 73 yıl.
Rusya, sınırları içinde 10 ayrı saat dilimi buluan bir ülke. Yözölçümü 17 milyon kiometrekare. Yani Türkiye’nin 23 katına yakın. Konuşulan en yaygın dilin Rusça. Ülkedeki en yaygın dinler Ortodoks Hıristiyanlık ve Müslümanlık.
Rusya’nın para birimi Ruble. Kişi başına ortalama yıllık gelir 7.500 dolar civarında. İhracatında ilk sırayı petrol ve petrol ürünleri alıyor. Bunu dışında doğal gaz, kereste ve orman ürünleri, madenler, kimyasal maddeler, silah ve askeri teçhizat da önemli ihraç kalemlerinden.
Rusya Federasyonı bir tür yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Başkan devletin, başbakan ise hükümetin başı konumunda.
Çok partili temsili demokrasi ile yönetilen Rusya’da federal hükümette 3 temel erk var:
Yasama: İki meclisli federal yönetim parlamentosu 450 üyeli Duma 175 üyeli Federal Meclis’ten oluşur. Parlamentonun görevleri arasında ülke adına kararlar almak, yasa yapmak, savaş açma ve uluslararası sözleşmeleri onaylamak var.
Yürütme: Başkan yürütmenin başı ve ordunun başkomutanı. Parlamentodan geçen yasaları veto etme hakkı da var.
Yargı: Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkeme (Yargıtay benzeri), Tahkim Mahkemesi (Danıştay benzeri) yüksek yargı organlarının yanı sıra ilk derece federal mahkemeler var. Yargıçlar, Federal Meclis tarafından atanıyor ve doğrudan Devlet Başkanına bağlılar.
Ülkedeki medyanın hükümetin denetiminde olduğu kanısı yaygın. Kremlini eleştiren bağımsız televizyon kanallarının kapanması, ifade özgürlüğü konusunda yaşanan sorunların bağımsız habeciliğin önündeki engeller olduğuna inanılıyor. Yönetim ise medyada yaşanan bu olumsuzlukların siyasetten değil, mali ve idari sorunlardan kaynaklandığını söylüyor. Bazı işadamlarına yönelik yargılama süreci de ‘’güçlü muhalefet istenmiyor’’ algısına neden oluyor.
-Türkiye ve Rusya-
Türkiye ve Rusya’nın ilişkileri bir hayli geçmişe dayanıyor. 1492 yılında Rus Çarı III. Ivan’ın İstanbul’a diplomatik bir heyet gönderme yönündeki yazılı talebini iletmesi Türk-Rus diplomatik temaslarının ilki kabul ediliyor. Türkiye, SSCB’yi 1920 tarihinde tanıyor. Sovyetler Birliği de Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara Hükümeti’ni tanıyan ilk büyük güç durumunda.
Soğuk savaş dönemindeki ‘’soğuk’’ ilişkilerinin ardından karşılıklı ziyaretlerle dah ‘’sıcak’’ bir dönem başlıyor. SSCB’nin dağılmasının ardından 26 Aralık 1991’de kurulan Rusya Federasyonu’na ilk resmi ziyaret 1992’de Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin tarafından gerçekleştiriliyor, Rusya Dışişleri Bakanı Andrei Kozirev buna karşılık veriyor. Başbakan düzeyindeki ilk ziyaret ise Süleyman Demirel tarafından yapılıyor. (Mayıs 1992) Rusya tarafından ise 1997’de Başbakanı Viktor Çernomirdin’in Türkiye ziyareti bu konuda ilk.
İki ülke arasındaki karşılıklı işbirliği ve dostluk süreci 2000’li yıllarda da gelişiyor.
Vladimir Putin, devlet başkanı olarak, Aralık 2004’te Türkiye’ye geldi. Bu ziyarette imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Dostluğun ve Çok Boyutlu Ortaklığın Derinleştirilmesine İlişkin Ortak Deklarasyon” imzalanıyor. 2005 yılında ise Başbakan Erdoğan’ın Rusya ziyareti gerçekleşiyor. Ahmet Necdet Sezer’in Haziran 2006’daki Rusya ziyareti ise Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaret niteliğinde.
‘’Mavi Akım’’ doğalgaz boru hattı ve enerji alanındaki diğer anlaşmalar, “Karadeniz Uyumu Harekatı”, Üst Düzey İşbirliği Konseyi, iki ülke vatandaşlarının karşılıklı olarak seyahatlerinde 30 günlük vize muafiyeti, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yapımı, Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı projesi işbirliğinin bazı yansımaları.
Rusya’nın en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında, Türkiye 25 milyar 429 milyon dolar ise 6. sırada yer alıyor. Rusya’dan Türkiye’ye ihraç edilen ürünlerde ilk iki sırayı (15 milyar doları aşan rakamla) doğalgaz ile petrol ve petrol ürünler alıyor. Rusya’nın Türkiye’den ithalatı ise 6 milyar 374 milyon dolar. Rusya’nın en çok ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında Türkiye 13. Rusya’nın Türkiye’den aldığı ürünlerde ise ilk iki sırada (2 milyar 150 milyon dolarla) dokumacılık ve gıda ürünleri yer alıyor.
------
Kaynaklar: BBC (ülke raporu), TC Dışişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı'nın internet siteleri, gazeteler, kişisel arşiv.