-Okul sütü
-Okul Sütü Programı-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Bu projenin peynir, yoğurt gibi süt ürünleri ile
çeşitlendirilmesi ve mutlaka yasal bir zemine
oturtulması gerektiğine de inanıyoruz”
-“Ülkemizde süt tüketim alışkanlığı yaygın değil.
Yapılan araştırmalar Türk halkında süt tüketiminin su,
çay ve gazlı içeceklerden sonra, 4. sırayı aldığını
gösteriyor. Bu durumu değiştirmek zorundayız”
-“Uzun vadede yürütülecek ‘Okul Sütü Programı’
sayesinde Türkiye’de süt kalitesi ve tüketimi artırılırken,
aynı zamanda hayvancılık ve hayvancılıkla ilişkili
diğer sektörler de gelişecek; bu sektörlerde istihdam
kapasitesi artırılacaktır”
Türkiye
Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, özel okullar dahil
6 milyon 290 bin 977 öğrenciye, haftada 3 gün 200’er mililitrelik uzun ömürlü (UHT)
süt dağıtılmasını sağlayacak Okul Sütü Programı’nı fevkalade önemli bulduklarını,
bu projenin peynir, yoğurt gibi süt ürünleri ile çeşitlendirilmesi ve mutlaka
yasal bir zemine oturtulması gerektiğine de inandıklarını bildirdi.
Bayraktar,
okullarda süt dağıtımının, eğitim öğretim yılının ikinci dönemiyle birlikte başladığını
hatırlatarak, sütün, sadece bebeklikte değil, insan yaşamının her evresinde
tüketilmesi gereken bir besin olduğunu, düzenli süt tüketimi alışkanlığının,
bebeklikten yaşlılığa, bireyin zihinsel ve fiziksel gelişimine, vücudunun
güçlenmesine ve sağlığının korunmasına çok ciddi oranda katkı sağladığını
vurguladı.
Çocukların, geleceğin fiziksel ve zihinsel sağlıklı
toplumunu oluşturabilmesi için sağlıklı beslenmesinin şart olduğunu bildiren
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Sağlıklı beslenme sağlıklı çocukluluk, sağlıklı
çocukluk da sağlıklı yetişkinlik ve sağlıklı nesiller demektir. Çocuklara
düzenli süt tüketimi alışkanlığı kazandırılması, geleceğin fiziksel ve zihinsel
sağlıklı toplumun oluşuma büyük katkı sağlayacaktır. Bu yüzden henüz küçük yaşta iken çocuklara düzenli süt tüketimi
alışkanlığının kazandırılması gerekir.
Okul
sütü programları, çocukların ihtiyaç duyduğu hayvansal protein ve pek çok
mineral madde ile vitaminleri sağlayarak, sağlıklı nesiller yetiştirmek
yanında, aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını
düzenlemek için bir araç olarak kullanılmaktadır.
Yakın
zaman için 25 milyon ton süt üretiminin hedeflendiği ülkemizde, böylesine düşük
tüketim miktarları ile üretilen sütün nasıl tüketileceği merak konusudur. Bu nedenle Hükümetimizin geçen yıl uygulamış
olduğu her gün 7,2 milyon okul çağındaki çocuğa 200 mililitre uzun ömürlü süt
dağıtımı eleştirilere ve tartışmalara rağmen başarılı bir şekilde
yürütülmüştür. TZOB olarak uygulama döneminde de belirttiğimiz üzere, bu
programı çok önemsiyor ve atılan bu olumlu adımı sonuna kadar destekliyoruz.”
Bilindiği
üzere 2012-2013 dönemi okul sütü ile ilgili çıkarılan mevzuatlar neticesinde
ihaleler yapıldığını ve tedarikçi firmaların belirlendiğini hatırlatan
Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tüm
kuruluşların görev ve yetkilerini belirten ‘uygulama planı rehberi’
hazırlanarak görevli kurum ve kuruluşlara gönderilmiştir. Yapılan bütün bu
hazırlıklar neticesinde yarın (11 Şubat 2013) okul sütü dağıtımına
başlanacaktır. Program kapsamında; 2012-2013 eğitim öğretim yılının ikinci
döneminde, geçen yıldan farklı olarak özel okullar dahil, 30 bin 885 okulda,
anasınıfı ve 1, 2, 3 ve 4. sınıflar olmak üzere velilerinden izin alınmış
toplam 6 milyon 290 bin 977 öğrenciye, pazartesi, çarşamba ve cuma günlerinde,
haftada 3 gün süreyle 200 mililitre uzun ömürlü (UHT) içme sütü dağıtılacaktır.”
-“Peynir, yoğurt gibi süt ürünleri ile çeşitlendirilmeli”-
Bayraktar,
okul sütü programlarının; sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından sosyal,
tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması
ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda
sağladığını vurguladı. Bu nedenle, sağladığı fayda ve gelişmiş ülkelerdeki
uygulamalar dikkate alındığında, bu programın başlatılmasının yanında, ayrıca
bu programın "peynir, yoğurt gibi süt ürünleri" ile çeşitlendirilmesi
ve mutlaka yasal bir zemine oturtulması gerektiğine inandıklarını bildiren
Bayraktar, “Böylece, bu programların uygulandığı ülkelerdeki gibi
çeşitlendirilmiş süt ve süt ürünleri ile sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi devlet
garantisine alınmış olacaktır” dedi.
Şemsi
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Şunu biliyoruz ki; uzun vadede yürütülecek ‘Okul Sütü
Programı’ sayesinde Türkiye’de süt kalitesi ve tüketimi artırılırken, aynı
zamanda hayvancılık ve hayvancılıkla ilişkili diğer sektörler de gelişecek; bu
sektörlerde istihdam kapasitesi artırılacaktır. Yine Okul Sütü Programı ile
beslenme yetersizliğinden kaynaklanan gelişim bozukluklarına yönelik yapılan
harcamaların azalmasıyla gayrisafi milli hasılada artış elde edilecektir.
Böylece Türkiye, Okul Sütü Programı’ndan sosyal gelişimin yanı sıra ekonomik
anlamda da topyekün bir fayda sağlayacaktır. O yüzden bu programı yürütenlere
ve destek sağlayan herkese teşekkür ediyor, okul sütü uygulamasının uzun yıllar
kararlılıkla devam ettirilmesini temenni ediyoruz.”
-Günde 3-4 su bardağı süt tüketilmeli-
Süt
tüketiminin genellikle ileri yaşlarda görülse de temeli çocukluk ve gençlik
dönemine dayanan osteoporoz (halk arasında
bilinen adıyla kemik erimesi) hastalığına yakalanma riskini azalttığını
hatırlatan Bayraktar, Sağlık Bakanlığı’nın, bireylerin günlük olarak tüketmesi
gereken süt miktarını çocuklarda, ergenlerde, gebe/emzikli kadınlarda ve
menopoz sonrası kadınlarda 3-4 su bardağı, yetişkinlerde ise 2 su bardağı
olarak tavsiye ettiğini belirtti.
Kalsiyum, protein, A, B, D, E vitaminleri bakımından
zengin olan sütün, kemik ve dişlerin sağlıklı gelişiminde, bağışıklık
sisteminin güçlenmesinde, göz, saç ve deri sağlığında, sinir ve sindirim
sisteminin düzenlenmesinde ve büyümede etkin rol oynadığını bildiren Bayraktar,
şöyle devam etti:
“Bu nedenle büyüme ve gelişme çağından itibaren çocukların, gençlerin,
anne adaylarının, yaşlıların süt ve ürünlerini dengeli biçimde tüketmesi
gerekmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar sütün, bireylerin sağlığı üzerindeki
olumlu etkilerinin yanı sıra osteoporoz, kanser, kalp krizi, obezite gibi pek
çok hastalığa karşı vücudu koruduğunu göstermektedir. Günde 2-3 bardak süt
içenlerde kolon kanseri, meme kanseri ve over (yumurtalık) kanseri riskinin
ciddi oranda azaldığı bildirilmektedir.
Tüm dünya ülkeleri, süt tüketiminin artırılması adına ciddi çalışmalar
yürütmektedir. Bu çalışmaların yürütülmesinde ve yeni inisiyatiflerin
oluşturulmasında devlet, sivil toplum ve özel sektör kuruluşlarının işbirliği
esas alınmaktadır. Ayrıca, tüm bu girişimlere halkın katılımı da son derece
önemlidir. Ancak ne yazık ki ülkemizde süt tüketim alışkanlığı yaygın değil. Bu
doğrultuda yapılan araştırmalar Türk halkında süt tüketiminin su, çay ve gazlı
içeceklerden sonra 4. sırayı aldığını göstermektedir. Bu durumu değiştirmek
zorundayız.”
-Türkiye, 2010 yılında dünya inek
sütü üretiminin
yüzde 2,08’ini karşıladı-
Bayraktar,
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, 2010 yılında dünyada 599
milyon 438 bin 3 tonu inek sütü olmak üzere 720 milyon 870 bin 390 ton süt
üretildiğini, Türkiye’nin 2010 yılında, 12 milyon 480 bin 100 tonu inek sütü
olmak üzere 13 milyon 605 bin 594 tonluk üretimle 11’inci sırada bulunduğu
bilgisini verdi. Şemsi Bayraktar, dünyada sütün çok önemli bir ürün haline
geldiğini, toplam 179,2 milyar dolarla dünyada ürün bazında değer olarak en
büyük üretimin inek sütünde yapıldığını vurguladı.
Türkiye’nin,
2010 yılında 12 milyon 480 bin 100 ton inek, 816 bin 832 ton koyun, 272 bin 811
ton keçi, 35 bin 851 ton manda sütü ürettiğini bildiren Bayraktar, şunları
kaydetti:
“İnek sütü,
Türkiye’de de ürün bazında değer olarak en büyük üretimin gerçekleştirildiği
kalemdir. Ülkemizde 2010 yılında 3,9 milyar dolarlık inek sütü üretilmiştir.
Dünya nüfusunun yüzde 1,06’sı kadar olmasına rağmen, dünya inek sütü üretiminin
yüzde 2,08, toplam süt üretiminin ise yüzde 1,89’unu karşılıyor. Son yıllarda
süt üretiminde çok önemli bir artış var. Fakat üretimde sürekliliğin sağlanması
için fiyat istikrarının korunması gerekir. Türkiye’de hayvancılıkta, Mart-Nisan-Mayıs
döneminde doğumlara bağlı süt üretimi artıyor. Zamanlamanın doğumlara bağlı süt
üretiminin arttığı döneme denk getirilmesi de, sütte fiyat istikrarının
korunması açısından çok yerinde olmuştur.”
-“Ette ve sütte müdahale kurumu bir an önce
faaliyete geçmeli”-
Türkiye’nin, 2010 yılında 13,6 milyon ton olan süt üretiminin 2011
yılında 15 milyon tonu aştığını, bu hızla çok uzak olmayan bir gelecekte üretimin
25 milyon ton düzeylerine ulaşabileceğinin unutulmaması gerektiğini bildiren
Bayraktar, şöyle devam etti:
“Süt tüketiminin acilen artırılması bir zorunluluk. Çok yararlı bir gıda
maddesi olan sütün, tüketiminin artırılması, fevkalade önemli. Okul sütü
programı bu açıdan da çok önemli. Yalnız okul sütünde süreklilik gerekir. Uzun
yıllar devam etmeli.
Türkiye
Ziraat Odaları Birliği olarak beklentimiz, kamuoyuna çalışmaların başlatıldığı
yönünde deklare edilen ve 2013 yılında devreye alınacağı açıklanan Et ve Balık
Kurumu bünyesinde oluşturulması düşünülen ette ve sütte müdahale kurumunun kuruluş çalışmalarının tamamlanıp,
bir an önce faaliyete geçirilmesidir. Bu kurum süt fiyatlarına ve dolayısıyla
et fiyatlarına istikrarı getirecektir. Bu fiyatlardaki büyük dalgalanmaları
önleyecektir.”
-60’dan fazla ülkede okul sütü programı
uygulandı-
Gelişmiş
ülkelerde süt tüketim rakamlarının Türkiye ile karşılaştırıldığında; kişi başına Avrupa Birliği’nde 10,7, ABD’de
11,8 kat daha fazla süt içildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Dünyada
birçok ülke bu sorunu çözmek için bireyleri özendirici ve teşvik edici okul
sütü programlarına başvurmaktadır. Mevcut veriler 60’dan fazla ülkede okul sütü
programlarının uygulandığını göstermektedir. Süt tüketimini artırma amaçlı
gelişmiş ülkelerde uygulanan programlar genel itibarıyla yasal altyapısının
olması noktasında benzerlik göstermektedir. Uygulamalardaki farklılıklar ise
ülkeden ülkeye değişmektedir. Örneğin; AB’de, eğitim kuruluşlarındaki
öğrencilere, işlenmiş süt ürünlerinin tedarik edilmesi için topluluk yardımları
verilmektedir. Ayrıca, bu yardımlara ilaveten üye ülkeler, aynı ürünler için
ulusal yardımlar da verebilmektedir.”
Çek
Cumhuriyeti’nin, çalışmalarda ulaşılan başarıda devletin rolünü en açık şekilde
ortaya koyan ülke olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Küçük
ölçekli bir işletme tarafından 1996 yılında Çek Cumhuriyeti’nin başkenti
Prag’da başlatılan Okul Sütü Programı, AB’ye üyelik sürecinde, 1999 yılından
itibaren devlet projesi haline gelmiştir. Çek Cumhuriyeti’nde, 2004 yılında, 2
bin 569 okulda 540 bin öğrenciye süt ve süt ürünleri (uzun ömürlü UHT süt,
aromalı süt, yoğurt, sütlü tatlılar, sütlü çikolatalar ) dağıtılmış ve programın
süt tüketiminde yüzde 19 oranında bir artış sağladığı gözlenmiştir. Program
‘Laktea’ adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından yürütülmüş ve
finansmanın yüzde 50’si ulusal ve topluluk yardımları ile yüzde 50’si ise
aileler tarafından karşılanmıştır.
Bir diğer
başarılı uygulama örneği Portekiz’dir. Bu ülkede ‘Okul Sütü’ uygulamaları
sonucunda yıllık kişi başına içme sütü tüketimi 29 litreden 70 litreye
yükselmiş, 10 yıl içinde boy ortalamasında 3 santimetreye yakın artış olmuş,
ayrıca çocukların okula devam ve zihinsel aktivitelerinde belirgin
değişiklikler gözlenmiştir.”
-AB’de genel amaçlardan biri süt ürünleri
pazarını genişletmek-
Okul
sütü programlarının aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt
piyasasını düzenlemek için bir araç olarak kullanıldığını da ifade eden
Bayraktar, şunları belirtti:
“Avrupa
Birliği Komisyonu Okul Sütü Programının genel amaçlarından birini ‘Süt ürünleri
pazarını genişletmek’ olarak belirtmektedir.
Komisyon, programın esas amaçlarından birini ise ‘AB pazarında süt
ürünleri için istikrar sağlamak ve yaşama standartlarının yükseltilmesine
katkıda bulunmak’ şeklinde açıklamaktadır.
Okul
sütü, toplam ulusal süt tüketiminin; Tayland’da yüzde 25, Japonya’da yüzde 9,
ABD’de yüzde 7, Finlandiya’da yüzde 5, Norveç’te yüzde 4, İsveç’te yüzde 4,
Kanada’da ve Danimarka’da yüzde 3’ünü oluşturmaktadır.”
Dünyada,
2010 yılında 1 milyon tonun üzerinde süt üretimi yapılan 72 ülkenin toplam ve
inek sütü üretimi şöyle:
Toplam Süt
|
İnek Sütü
|
||
Üretimi
|
Üretimi
|
||
Ülkeler
|
(Ton)
|
(Ton)
|
|
1
|
Hindistan
|
117.000.000
|
50.300.000
|
2
|
ABD
|
87.461.300
|
87.461.300
|
3
|
Çin
|
41.150.406
|
36.036.086
|
4
|
Pakistan
|
35.491.000
|
12.437.000
|
5
|
Rusya
|
32.136.130
|
31.895.100
|
6
|
Brezilya
|
31.815.749
|
31.667.600
|
7
|
Almanya
|
29.665.300
|
29.628.900
|
8
|
Fransa
|
24.205.616
|
23.301.200
|
9
|
Yeni Zelanda
|
17.010.500
|
17.010.500
|
10
|
İngiltere
|
13.960.000
|
13.960.000
|
11
|
Türkiye
|
13.605.594
|
12.480.100
|
12
|
Polonya
|
12.297.817
|
12.278.700
|
13
|
Hollanda
|
11.648.900
|
11.631.000
|
14
|
İtalya
|
11.344.500
|
10.500.000
|
15
|
Ukrayna
|
11.248.550
|
10.977.200
|
16
|
Meksika
|
10.838.496
|
10.676.700
|
17
|
Arjantin
|
10.501.900
|
10.501.900
|
18
|
Avustralya
|
9.023.000
|
9.023.000
|
19
|
Kanada
|
8.243.000
|
8.243.000
|
20
|
Sudan
|
7.728.500
|
5.554.500
|
21
|
Japonya
|
7.720.460
|
7.720.460
|
22
|
İran
|
7.602.500
|
6.391.400
|
23
|
İspanya
|
7.544.330
|
6.357.140
|
24
|
Kolombiya
|
7.500.000
|
7.500.000
|
25
|
Belarus
|
6.628.000
|
6.597.900
|
26
|
Özbekistan
|
6.169.000
|
6.120.000
|
27
|
Mısır
|
5.742.400
|
2.901.600
|
28
|
Ekvator
|
5.719.498
|
5.709.460
|
29
|
Kazakistan
|
5.385.740
|
5.347.540
|
30
|
Kenya
|
5.333.010
|
5.157.000
|
31
|
İrlanda
|
5.237.400
|
5.237.400
|
32
|
Romanya
|
5.062.157
|
4.410.840
|
33
|
Danimarka
|
4.909.400
|
4.909.400
|
34
|
İsviçre
|
4.106.000
|
4.079.400
|
35
|
Bangladeş
|
3.398.000
|
829.600
|
36
|
Avusturya
|
3.286.200
|
3.258.000
|
37
|
G. Afrika
|
3.233.000
|
3.233.000
|
38
|
Belçika
|
3.066.630
|
3.066.630
|
39
|
Somali
|
2.939.400
|
573.200
|
40
|
İsveç
|
2.920.100
|
2.920.100
|
41
|
Çek Cum.
|
2.694.376
|
2.683.030
|
42
|
Şili
|
2.540.300
|
2.530.000
|
43
|
Finlandiya
|
2.346.300
|
2.346.300
|
44
|
Cezayir
|
2.304.000
|
1.811.400
|
45
|
Venezüela
|
2.294.400
|
2.294.400
|
46
|
Suriye
|
2.241.000
|
1.453.000
|
47
|
Türkmenistan
|
2.150.000
|
2.150.000
|
48
|
Etiyopya
|
2.121.220
|
1.773.600
|
49
|
G. Kore
|
2.106.779
|
2.103.000
|
50
|
Yunanistan
|
2.099.760
|
774.600
|
51
|
Portekiz
|
2.065.180
|
1.956.650
|
52
|
Fas
|
2.002.300
|
1.900.000
|
53
|
S. Arabistan
|
1.920.800
|
1.670.000
|
54
|
Uruguay
|
1.820.750
|
1.820.750
|
55
|
Afganistan
|
1.818.084
|
1.482.000
|
56
|
Tanzanya
|
1.758.000
|
1.650.000
|
57
|
Litvanya
|
1.736.500
|
1.732.300
|
58
|
Peru
|
1.703.270
|
1.678.370
|
59
|
Macaristan
|
1.690.580
|
1.684.920
|
60
|
Nepal
|
1.584.293
|
429.300
|
61
|
Norveç
|
1.584.046
|
1.562.370
|
62
|
Azerbaycan
|
1.529.230
|
1.500.430
|
63
|
Sırbistan
|
1.516.600
|
1.506.700
|
64
|
Myanmar
|
1.402.268
|
1.138.600
|
65
|
Kırgızistan
|
1.359.900
|
1.317.300
|
66
|
İsrail
|
1.332.236
|
1.292.060
|
67
|
Endonezya
|
1.316.444
|
912.800
|
68
|
Bulgaristan
|
1.277.704
|
1.124.360
|
69
|
Uganda
|
1.190.000
|
1.190.000
|
70
|
Tunus
|
1.093.100
|
1.059.000
|
71
|
Arnavutluk
|
1.070.010
|
930.000
|
72
|
Nijer
|
1.002.366
|
485.958
|
Dünya Toplamı
|
720.870.390
|
599.438.003
|
Kaynak: TZOB